Her yıl maruz kaldığımız grip salgınlarının devamı olan bir virüsü gerekçe gösterip dünyayı kilitlediler...
İki senedir bizleri aşı pasaportu ve maske şartı gibi dayatmalarla meşgul ettiler.
Çünkü pandemide asıl mesele tıbbi değil, artık sürdürülemeyen mevcut küresel ekonomik sistemin yeniden dizaynına zemin hazırlamaktı.
Ve insanın mantık sınırlarını zorlayan o saçma uygulamalar olmasa, bugün "yeni normal" diye kabul ettiğimiz anormalliğe, radikal geçişe bu kadar yaygın "rıza üretemezlerdi".
Olan oldu...
Şekilli Fransızları, marketlerin ayçiçeği yağı reyonlarının önünde birbirini ezecek hale getiren kolektif deliliğe kafa yormanın, şaşırmanın anlamı yok artık.
Baksanıza, sürecin başından beri bu perspektifi dile getirenler "komplo teorisyeni" diye küçümsense de ABD Başkanı bile "açık konuşuyor" artık.
"Yeni bir dünya düzeni olacak, biz buna önderlik etmeliyiz" diyen Biden, 8 milyarı bekleyen süreci de şöyle tarif ediyor:
"Yiyecek kıtlığı konusunda konuşacak olursam, bu gerçek olacak. Yaptırımların bedeli sadece Rusya'ya yansımayacak. Bizim ülkemize de, Avrupa ülkeleri dahil birçok ülkeye de yansıyacak. Çünkü sadece bir örnek olarak ifade edeyim, hem Rusya hem de Ukrayna buğday açısından Avrupa'nın ekmek sepetidir."
Aklıma Yiğit Özgür'ün o efsanevi karikatüründeki "Hafifletici sepet" geliyor...
Evet, hâlâ maskesini ağzından indirmeyen Biden yine bile bile lades dediği halde pandemiden bahsetmiyor.
Ortaya çıkan küresel ekonomik enkazın, ülkesinde yaklaşan büyük enflasyonun sebebinin, Rusya'nın bir aylık askeri operasyonu olduğuna inanmamızı istiyor. Bahane buluyor.
Peki siz inanıyor musunuz?
Çocuk canını "maliyet hesabına" dahil etmeyecek kadar rasyonel davranan egemenlerin dünyayı iki yıl kapatmanın ne gibi ekonomik, siyasal ve toplumsal sonuçları olacağını hesap edemediklerini mi düşünüyorsunuz?
Ve hepimiz için asıl soru...
Pandemi politikalarının doğal sonucu olan küresel ekonomik sıkışmanın patlak verdiği Rusya-Ukrayna Savaşı'nda da cambaza bakmayı sürdürecek miyiz?