Mehmet Barlas dün gazeteci kılıklı FETÖ'cü teröristleri
saraylarında ağırlayan Almanya'nın, Noel pazarına kamyonla dalan
Tunuslu teröristi anında infaz etmesine dikkat çekiyordu.
Can Dündar'ı da ağırladığını bildiğimiz Alman Cumhurbaşkanı Gauck'a
"Neden Tunuslu teröristi de sarayında konuk etmediğini" soran
Barlas şu sonuca varıyordu:
"Demek gerçekten 'Benim teröristim iyi, senin teröristin kötü'
mantığı bu ülkeyi yönetenlerin zihinlerine egemenmiş."
Mehmet Bey'in Avrupa'dan verdiği örneği düşünürken aklıma Amerika
geldi.
Onlar terörizm konusunda asla Alman hesabı yapmazlar mesela. Daha
"ilkelidirler."
Teröristi teröristten ayırmazlar. Hepsine aynı muameleyi yaparlar;
en azından aynı zaman diliminde.
Suriye'ye bakın. Bir yandan "Bölgede laikliğin teminatı tek seküler
gücüz" diye terörünü aklayarak PKK devleti kurmaya çalışan Kandil'e
destek veriyor ABD. PYD'ye silah taşıyor; açık açık, göz göre göre,
gündüz vakti...
Ama bir yandan da PKK-PYD'ye silah yardımını ve bölgedeki varlığını
gerekçelendirmek için düşman ilan ettiği DEAŞ'ı kollamayı ihmal
etmiyor.
ABD'ye ya da PKK'ya DEAŞ konusunda eleştiri yapınca çok bozulan ve
hala kendilerine solcuulusalcı diyebilen arkadaşlar soruyorlardır
şimdi:
"Ne yaptı da ABD DEAŞ'ı kolladı" diye.
Aslında bu zevattan farklı bir şey yapmadı ABD de.
Bu "yurtseveriz" diye geçinen beyzadeler ne idüğü belirsiz
görüntülerle "ürkek DEAŞ propagandası" yapıp El Bab'daki Türk
askerine klavye başından çakarken, ağababaları ABD de DEAŞ
operasyonuna ara verdiğini açıklıyordu!