Çarşamba günü DAEŞ militanlarının açtıkları ateşte 1 asker şehit
olurken 2 asker de yaralandı. Saldırı sonrası TSK da DAEŞ'i vurdu.
Gelişmeler yaşanırken Gülen çetesinin argümanlarıyla Türkiye'nin
DAEŞ terör örgütüne destek verdiği iddialarını sürdüren koalisyon
medyasının hali ise görülmeye değerdi.
Bir anda gerilla, Kobani direnişi güzellemelerini bırakıp çiçek
çocuğuna dönüşüverdiler. Çok değil birkaç ay önce ABD uçaklarının
DAEŞ'e karşı harekâtını Türkiye'ye örnek gösteren sanki onlar
değilmiş gibi şimdi de angajman kurallarından doğan hakkını
kullanan Türkiye'yi savaş hevesli devlet ilan ettiler.
Sosyal medyada, bu "saçbaşların" birbiriyle taban tabana zıt
açıklamalarının caps'leri dolaşıyor. Genel kanaat ise, ortadaki
çelişkinin bu muhteşem kalemlerin cehaletinden kaynaklandığı
yönünde.
Doğrudur, Sünni-Şii ayrımından bihaber oldukları halde ekranlara
Ortadoğu uzmanı olarak çağrılan bu tiplerin yaladıklarının mürekkep
olmadığı hepimizin malumu. Tamam, halleri, tavırları ve
"yazıktırmalarıyla" her biri neşe kaynağımız. Ne var ki karşı
karşıya olduğumuz cehaletten kaynaklı bir karmaşadan öte
dezenformasyon ve manipülasyon kampanyası. Çünkü benim diyen bir
cahil bu denli sistematik saçmalayamaz.
Obama kim ki?
Öyle ya, birtakım sorulara yanıt bulmadığı için ülkesinin dış
politikasına karşı eleştirel bir tutum takınan gazeteci, güvendiği
kaynaklarca enforme edilince netleşir değil mi?
Bakın, ABD'deki en marjinal internet sitelerinin dehlizlerinde
gezip Türkiye'ye ve Erdoğan'a mal edecekleri "cihadist" yaftası
arayan zehir hafiyeler, Obama'nın son açıklamalarının üstünü
örtmeye çalışıyor.
Peki niçin? Aslında cevabı net. Obama'nın sözleri, Türkiye'nin
"İslami teröre" destek verdiği tezine yandaş bulmak için
Washington'da lobi lobi gezen bu gazeteci imitasyonlarını hiç de
memnun etmedi.