Doğan grubu dün, Kanal D'de sabah programı yapan İrfan
Değirmenci'yi ve Posta yazarı Hakan Çelenk'i kovduğunu
açıkladı.
Meslektaşlarımıza geçmiş olsun diyoruz.
Ne var ki ortada epeyce garip bir durum var.
Zira gazetecilerin işten çıkartılmasına gerekçe olarak "Doğan yayın
ilkeleri" gösterildi. Söz konusu kişilerin referandumda "hayır" oyu
vereceklerini açıkladıkları için tarafsızlıklarını yitirdikleri ve
kovuldukları ilan edildi.
Peki, ne oldu da yıllardır CHP'nin ve zamanı gelince HDP'nin basın
merkezi olarak görev yapan Doğan grubu bir anda tarafsızlığı bu
kadar önemser hale geldi...
Üstelik de tam, canla başla açıktan "hayır" propagandası için
çalıştıkları bu kritik dönemde hayır diyen iki gazetecisini kovacak
kadar?
Öyle ya, bu grubun bırakın Erdoğan'ı destekleyen yazara,
televizyoncuya iş vermeyi, holdingin kapısından Ak Parti seçmeni
temizlikçi sokmadığını bilmeyen yok.
Zaman zaman partizanlığı öylesine ileri götürüyor ki, 7 Haziran
seçimlerinden önce Doğan Haber Ajansı abonelerine şu mesajı
geçebiliyor:
"Diktatörden hesap sorun. Oyunuzu HDP'ye verin!" Mesela,
gazeteciliği ayaklar altına alarak Holdingin resmi hesabından bu
mesajı geçen "gazetecileri", yöneticileri tarafsızlıklarını
yitirdikleri için bırakın kovmayı, uyarmışlar mıydı?
Gidin işinize Allah aşkına.
Aklı başında herkes biliyor ki Değirmenci de Çelenk de
tarafsızlıklarını yitirdikleri için kovulmadılar!
Reyting ya da yeterince "kârlı" olamadıkları gibi nedenler yüzünden
zaten gönderileceklerdi.
Çelenk'i pek takip edemedim.
Ama örneğin, geçen yıl ATV'de Kahvaltı Haberleri'ni sunarken
rakibim olan Değirmenci'nin reytinglerinin kötü gittiğini
biliyordum. Kanal D'deki sabah programını ilk yüz program
listesinde nerdeyse hiç göremiyorduk.
Hatta geçen yıl medya kulislerinde programına son verileceği ciddi
ciddi konuşuluyordu. Medyanın içinde olanlar hatırlayacaklardır,
Değirmenci'nin yerine gelecek isimler bile zikredilmeye
başlanmıştı.