Hafta başında, Manisa'daki paralel yapı operasyonunda gözaltına
alınan iki başörtülü kadının ellerindeki kelepçeye fokuslanan
fotoğraf, Zaman'ın sür manşetindeydi.
Muhtemelen epeydir yazılmak için beklenen resim altı spotta ise şu
ifadeler yer alıyordu:
"Başörtülü kadınlara kelepçe takıldı...
Kuran-ı Kerim sayfalarında delil arandı!"
Sabah Kahvaltı Haberleri'nde "28 Şubat'tan beter" sosuyla
süslenen bu manşet önüme düşünce gülümsedim.
Zira başörtülü öğrencilerin üniversite kapısında coplandığı o
günlerde "başörtüsü füruattır" diyen, Erbakan hükümetine
Hürriyet'in manşetinden "beceremediniz artık
bırakın" diye seslenen Gülen'in gazetesi yine çocukça
riyakârlığın dibine vurmuştu, o kadar. Önemsemedim.
Ta ki, 1 Kasım seçimlerinin ardından "AKP'yi" "Ak
Parti" yaptığı gibi o güne değin"Cemaat" dediği Gülen
çetesinden "FETÖ" diye bahsetmeye başlayan Hürriyet'in de
haberi aynı yerden gördüğünü fark edinceye kadar.
"Kelepçeli gözaltı. İki türbanlı kadının kelepçelenmesi dikkat
çekti."
Evet, bir operasyon geliyordu.
Geldi de. Doğan Haber Ajansı'nın abonelerine "CHP Grup
Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel Manisa'da gözaltına
alınan başörtülü kadınları ziyaret etti"haberini geçti.
Aynen, "türbanlar" da bir
anda "başörtüsü" oluvermişti.