Dün öğle saatlerinde CHP'li Deniz Baykal'ın "başkanlık sistemine
destek verdiğine" dair haber ortalığı salladı.
Yıllardır, muhalefete demir atmış CHP'nin iktidara gelebilmesi için
başkanlık sisteminin şart olduğunu söyleyen biri olarak
heyecanlandım.
"Deniz Bey bu seferki cesur çıkışının sonunu getirirse Türkiye'nin
önünden bir kaya daha kalkar" diye geçirdim içimden.
Ancak Baykal ilerleyen saatlerde yazılı bir açıklama yaptı ve Avni
Özgürel'e yaptığı açıklamanın "başkanlık sistemi gelirse CHP'nin
iktidar şansının ne olacağına yönelik bir değerlendirme olduğunu,
CHP'nin başkanlık sistemine karşı direnmeye devam etmesi
gerektiğini" söyledi.
Tutarlı adam Deniz Bey. Sağ olsun şaşırtacakmış gibi yapıp
şaşırtmayarak sonunda bizleri yine şaşırtmadı!
Gerçi, Cumhuriyet'te falan "karşıyız da karşıyız" sözleri manşete
taşınan Baykal, açıklamasında kapıyı tam olarak kapatmadığının da
altını çiziyor:
"Ama şunu da hatırlatmak isterim ki, Fransa'da Sosyalist Parti
anayasadaki başkanlık düzenlemesine tüm gücüyle karşı çıkmıştı.
Ancak başkanlık rejimi onlara rağmen geldikten sonra Mitterrand
sosyalistlerin adayı olarak sonraki bir seçimde başkan seçilmiştir.
Bu da kulaklara küpe olsun."
Evet, belli ki Baykal parti içindeki dengeleri gözetiyor, oy
aldıkları çevrenin bu devrime henüz hazır olmadığını düşünüyor. Bu
yüzden de tavrını "bıçak kemiğe dayanırsa hazırlıklı olalım bari"
şeklinde revize ediyor.