Cuma gecesi Beyaz Show'a telefonla bağlanan ve öğretmen olduğunu
söyleyen bir izleyici bölgede yaşanan operasyonları eleştirdi.
Programın sunucusu Beyazıt Öztürk'ün mesajının ardından kadın için
stüdyodan alkış istemesi üzerine tartışma başladı.
Kimi seyirciler Beyaz'ı "PKK propagandası
yapmakla" suçlarken kimileri ise sahiplendi.
Beyazıt Öztürk'ün telefonla arayan kadının öğretmen olduğunu
söylemesinden etkilendiği açık. Sözlerini de tam anladığını
düşünmüyorum. Şahsi kanaatim shovmenin, seyircinin hükümete yönelik
tavrının ekmeğini yiyeyim derken işi eline yüzüne bulaştırdığı
yönünde.
Zira Beyaz'ın 90'lı yıllardaki yayınlarını hepimiz çok iyi
hatırlıyoruz. Devletin bölgede köyleri boşalttığı, 17 bin faili
meçhulün yaşandığı yani PKK'nın yanında Kürtlerin de hedef
tahtasına oturtulduğu o yıllarda kendisi şovenizmin ekmeğini
programında afiyetle yerdi.
Bayraklı açılışlar, onuncu yıl marşları, operasyonlarda öldürülen
PKK'lılar için programda alkış tutturmalar vs.
Evet, aslında işin aslını hepimiz biliyoruz. Beyaz da toplumun üst
ve orta sınıf gelir grubuna dahil kimi insanlardaki AK Parti
nefretine ortak oldu. Bu nedenle de muhalif bloğun iktidarın
elinden çıkan her işe kulp takma refleksine saplanıp kaldı.
Muhalifliği, Türkiye'nin işgali savunmaya kadar vardıran
ulusalcılar gibi o da büyük bir çam deviriverdi.
Yoksa eminim arkadaş sohbetlerinde falan Kürt sorununun çözümüne
dair Osman Pamukoğlu'nu aratmayan alternatifleri ballandıra
ballandıra anlatıyordur.
Dün sosyal medyada bu konu tartışılırken pek çok Kürt kullanıcının
Beyaz'a eleştiriler yüzünden onu "büyük bir
demokrat" olarak tarif edip desteklediğini gördüm.
İşte mevzuun asıl acı tarafı da aslında bu. Kürtler yine yanlış
tarafa sürükleniyor yine kendilerine yanlış dostlar seçiyorlar.