KHK'larla işinden atılan iki eylemci 100 günü aşkın süredir
Ankara'da açlık grevi yapıyor.
Şimdi herkes aynı soruyor. Eminim yargının kararlarından sorumlu
tutulan siyasiler de aynı soru üzerine kafa yoruyordur.
Bundan sonra ne olacak?
Bu iki eylemcinin hukuki ve siyasi talepleri yerine getirilecek ve
bir istisna mı yaratılacak? Yani devlet bir anlamda geri adım mı
atacak?
Yoksa "Norm dışı yöntemlerle hukuk devletine dayatmada bulunulamaz,
devlet yasadışı örgütlerin müdahil olduğu eylemleri muhatap kabul
etmez" mi denilecek?
Haklısınız, soru zor.
Zira eylemciler sadece kendileri için değil aynı durumda olan
diğeri için de "istiyorlar." Artı olarak devletten, örgütlü
yapıların söylemleriyle birebir örtüşen başka siyasi talepleri de
var. Ortada politik bir durum var.
Ancak bu problem ne ilk ne de sadece bize özgü.
Bireylerin taleplerini, yargı süreçlerine başvurmak yerine, açlık
grevi gibi yöntemlerle elde etmeye çalışmaları tüm dünyada yaygın
bir yöntem.
CHP'nin tek parti döneminde Nâzım Hikmet de açlık grevi yaptı...
Bizden yüzlerce mil uzaktaki İrlanda'da Boby Sands de...
Ne var ki devletin işi sadece tarihten ibretle halletmesi öyle
kolay değil.
Çünkü günümüzde hukuk devletlerine bu tarz siyaset dışı talepleri
kabul ettirmenin zorlaştığını gören eylemciler de yaratıcılıklarını
konuşturuyor...
Daha ikna edici olmak ve mağduriyet gidermekten ziyade
keşfettikleri sorunu derinleştirip siyasi kazanımlara ulaşmak için
eylemlerinin dozunu artırıyorlar.
Örneğin Türkiye'de 1984 ve 1996'da yapılan açlık grevlerinde
ölümler 60'ıncı günden itibaren başlamıştı. Ancak 2000'lerin
başında Ecevit hükümetinin, terör örgütlerinin cezaevlerindeki
hâkimiyetini kırma hedefiyle F tipi hapishaneler yapmasıyla açlık
grevleri boyut değiştirdi.
Örgütler, Latin Amerika'daki uzun açlık grevlerinden, B1 vitamini
gibi destekler kullanılarak eylem sürelerinin uzatılacağını
öğrendiler.
Böylece üzerinde konuştuğumuz Ankara'daki son örnekte olduğu gibi,
açlık grevciler daha uzun süre eylem yapıp gündemde kalmayı
başarabildiler.
Örgütler bile eylem tarzında reform yaparken devletin klişelerde
ısrar etmesi sizce de kolaycılık değil mi?