Kıbrıs'a gidenleriniz bilir. Kıbrıs'ta su derttir. İçme suyu
ateş pahasıdır. Lüks mağazaların vitrinleri haftada bir silinir.
Kadınlar, çocuklarının önüne koydukları yemekleri bile tuzlu suyla
pişirirler, bebeklerini zehir gibi suyla yıkarlar vs.
İşte cumartesi günü, Kuzey Kıbrıs'ın bu büyük sorununa derman
olacak dev bir projenin açılışı vardı. 80 kilometresi deniz altında
olmak üzere 106 km'lik boru hattıyla adaya yılda 75 milyon metreküp
su aktarılacak. Aktarılan su, içme, kullanma, sanayi ve sulama
alanında kullanılacak.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, başbakanlığı döneminde başlayan
projenin Anamur'daki açılışını yaptıktan sonra, Kıbrıs'taki
törenlere katılmak üzere hareket etti. Aynı saatlerde Lefkoşa'da da
bir hareketlilik vardı. Bir grup, ellerindeki pankartlarla
Erdoğan'ı ve onun dünyada bir ilk olan projesini protesto
edeceklerdi.
Evet, ettiler ve tarihe geçtiler. Yaptıkları basın açıklamasında
şunları söylediler: "Ekolojik bir felaketi beraberinde
getirebilecek ve belki de 'asrın faciası' olarak anılabilecek bir
projeyi onuncu kez açmak için adamızda bulunuyorlar. Bizlere 'siz
kendi kendinizi yönetemezsiniz. Gelen suyu da yönetemezsiniz'
diyerek buradalar."
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'nın ifadesiyle sarı adayı yeşile
çevirecek bu can suyunu yıllardır dört gözle bekleyen Kuzeyliler ne
düşünmüşlerdir acaba? Peki ya, Erdoğan'ın isterlerse suyu
kendileriyle de paylaşabileceklerini söylediği güneyliler?
Muhtemelen "bunlar da böyle oldular işte" deyip geçenler
çoğunluktadır. Zira adada su yok diye daha önce hükümeti ve yerel
yönetimleri protesto gösterisi yapanlar, sağda solda söylenenler de
şimdi 'su istemiyoruz' diyenlerdi.