Fetullahçılar görünür yüzlerine "dindar" maskesi taktıkları için
en çok sızdıkları yerin, İslami referansı yoğun partiler ve
çevreler olduğu düşünülüyor.
Ancak biliyoruz ki 15 Temmuz'da vatana, Cumhuriyet'e, demokrasiye
ve laikliğe karşı darbeye yeltenen bu çete 80'lerin başında
devlete, orduya, polise, yargıya sızmaya başladı.
Öyle ya bugün FETÖ davasından yargılanan o generaller ağaç
kovuğunda bir anda bitmediler ya... Geceleri varlar diye rahat
uyuduğumuz, Cumhuriyet'i emanet ettiğimiz harp okullarında
yetiştiler.
Siyasette ilk büyük desteği de Özal'dan aldılar.
Sonrasında gelen tüm siyasiler... Süleyman Demirel, Necmettin
Erbakan, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller... Hepsi haberdardı devlet
içinde otonom örgütlenen bu yapıdan...
Yanmayı göze alıp dokunmayı bırakın, sessizlikleriyle,
destekleriyle büyüttüler bu uru.
Hatta "imam kostümlü Gülen" bir röportajında, o günlerde Merve
Kavakçı isimli vekili, başörtülü olduğu için Meclis'ten kovan
Ecevit'ten şöyle bahsediyordu:
"Eğer Ahiret'te Allah bana şefaat etme imkânı verirse, bunu ilk
önce Ecevit için kullanırım."
Aynen! Kimler kimlerle...
ABD'nin Abdullah'ı verip Fetullah'ı almasıyla birlikteyse yeni bir
süreç başladı.
İlk yumruğu Erdoğan attı