Sizin de dikkatinizi çekiyordur, CHP adeta referandum kampanyası
yapmıyor. Oysa 16 Nisan'da halkın önüne gelecek anayasa değişikliği
maddeleri Meclis'te oylanırken direnişi Ak Partili vekilleri
ısırmaya kadar vardırmışlardı.
Hatırlayın demeyeceğim, zira birkaç hafta öncesinden
bahsediyorum.
Kılıçdaroğlu "evet" oyuna destek verecek siyasilere ve vatandaşlara
"hain" diyordu. Bu işin kan dökülmeden gerçekleşmeyeceğini
haykırıyordu.
Partinin komisyondaki temsilcileri de bu işin bir anayasa
değişikliği değil ikinci kurtuluş savaşı olduğunu söyleyip kefen
giymeye bile hazır olduklarını açıklıyordu!
Sonra ne oldu?
Vaat ettiklerinin aksine, Meclis'ten çıkan anayasa değişikliğini
Anayasa Mahkemesi'ne "bile" götürmediler.
Yani Meclis'te kopardıkları gürültünün, söyledikleri gibi
anayasanın ihlal edilmesinden değil şımarıklıktan kaynaklandığını,
yalan söylediklerini itiraf etmiş oldular.
İşte referandumdaki dikkat çekici pasif tavırları da bu stratejinin
bir devamı.
Kemal Bey'in dolmuşta saldırıya uğrayan başörtülü bir kızı ziyaret
etmesi ya da Deniz Baykal'ın Almanya'nın terbiyesizliği karşısında
Türkiye'nin tarafını tutması da başarılı taktikler.
Bravo!