Cizre'deki sokağa çıkma yasağı ve devletin ilçedeki
operasyonları üzerine süren tartışmada insan hakları duyarlılığı ve
HDP'nin aldığı oy jakobenliğin maskesi olarak kullanılıyor.
Önce insan hakları boyutuna bakalım. Devletin, kentte özerklik ilan
edip 120 bin nüfuslu bir ilçeyi esir alan birkaç yüz kişilik
terörist gruba yönelik operasyonlarının meşruiyeti olmadığı iddia
ediliyor. Yaşananların 90'lı yıllardaki devlet reflekslerini
hatırlattığı söyleniyor.
90'ları yaşayan, yakından takip eden herkes biliyor ki, ne bugünkü
devletin o yıllardakiyle alakası var ne de şimdiki egemen Kürt
siyasal hareketinin o dönemlerdeki pozisyonuyla bir benzerliği.
O yıllarda siyasi iradeyi çırak çıkartan derin devlet
operasyonlarıyla ilgili kamuoyunu ikna edecek açıklamalar yapma
gereği bile duymazdı. Bugün ise operasyonlara dair veriler, tüm
şeffaflığı ile ortada. Kaldı ki tabloyu, yaygın ve sosyal medya
aracılığıyla doğrulamak da mümkün.
PKK-HDP çevresinin insan hakları ihlallerine dair iddialarına
kaynak gösterecek delil bulamaması, güvenlik güçlerinin
operasyonlarındaki özenin açık bir göstergesi.