Çok zor günler geçirdik. Adrenalin tavanda. Yemek ve uyku
ihtiyacımız minimum seviyede.
Bu enerjiyi, Türkiye'nin seçilmiş ve "sınanmış" Cumhurbaşkanı
"bitti" diyene kadar kentlerimizin, kasabalarımızın, köylerimizin
meydanlarını doldurmaya harcayacağız.
Ama kararlılığımızı ve coşkumuzu koruyarak soğukkanlı davranmaya
başlamamamızın zamanıdır artık.
Zira bundan sonrası "Türkiye'yi işgale açık bir hale düşürmeye
çalışanların" bu ülkeden bu devletten arındırılması vaktidir.
Hata yapma lüksümüz yok.
Siyasi görüş farklılıklarını bir kenara koyup demokrasiden ve milli
iradeden yana olanlarla, kısacası "yerli unsurlarla" birlikte bu
arınma sürecini sağlıklı bir şekilde yürütmeliyiz.
Bu kriter dışındaki, nedeni atla deve olmayan kavgalarımızı
öteleyelim. Ara ara yine döner "kapışırız."
Örneğin başından beri darbecileri net şekilde tanımlayıp karşı
duran Devlet Bahçeli takdire şayan bir duruş sergiliyor. MHP'liler
darbe gecesinden beri sokakta demokrasi nöbetinde.
Pazar günü CHP'nin Taksim'deki eylemine AK Partililerin katılma
kararı alması da umut verici.
Hâlâ sokakta tanklara direnen halkına "IŞİD'çi" türünden hakaretler
yağdıran Selahattin Demirtaş gibi yöneticilerini ayrı tutarak
söylüyorum. HDP tabanında pek çok vatandaşın da askeri darbeye
karşı olduğunu, bu Fethullahçı çeteye dair de netleştiğini
biliyorum.
"15 Temmuz birleşik vatan ve demokrasi cephesi" son yıllarda
birbirine düşürülen 80 milyon kardeşe iyi gelecek, ben
inanıyorum.
***
Hukuki ve siyasi hesaplaşma çetin olacak
Hiç şüpheniz olmasın. Fethullahçı çeteye bulaşan, ilişen,
destekleyen herkes ortaya çıkartılıp hukuk önünde hesap
verecek.
Bugünlerde ters manyel yapıp "darbe kınamaları," "karşıyız ama her
türlüsüne" girizgâhlı komik imza kampanyaları çare olmayacak.
Zira balık hafızalı denen bu halk asli değerlerini on yılca
unutmadığını o gece hepimize belletti.
Tanıyoruz, biliyoruz hepsini.
Keşke olmasa ama bu süreçte açığa alınan, soruşturulanların içinde
suçsuz vatandaşlarımız da olabilir. Bu yapıyla alakaları yoksa
mutlaka hakları iade edilecektir, sabretsinler.
Onların da her zaman yanındayız.
***
Dersini almış da ediyor ezber
Fethullahçıların düzenlediği 17-25 Aralık kumpasının meclisteki
Yüce Divan oylamasını hatırlıyorsunuz değil mi?
Dönemin Başbakanı Davutoğlu'nun o sırada İngiltere'de olduğu...
Bazı iktidar partisi vekillerinin bile "vicdan soslu" ajitasyonla
ikna edilip "evet" oyu verdiği günler.
O oylama öncesi bunun Fethullah'ın oyunu olduğunu, 7 Haziran
seçimleri öncesi bu yapıyla ilişkili muhalefete argüman sağlama
amacı taşıdığını yazmış ve en yakınlarımın bile tepkisini
çekmiştim.