Mısır'da darbeci Sisi yönetimi, yüzde 52 oyla seçilmiş Muhammed
Mursi hakkında idam kararı verdi. Kızı Esma'yı sokakta
katlettikleri Muhammed Biltaci ve diğerlerinin akıbeti de farklı
değil ne yazık ki.
Dalga geçer gibi, aşağılayarak dünyaya ve Ortadoğu halklarına
mesajlarını verdiler: "O coğrafyada, ABD'nin ve Avrupa'nın ekonomik
ve siyasi çıkarlarıyla çelişen halk iktidarları kurulamaz. Ve biz
batı olarak, darbeci de olsalar, diktatör de, halkın seçilmiş
siyasi temsilcileri karşısında seküler canilerin
yanındayız. Demek ki neymiş, One minute demeyeceksin!"
Türkiye bugün Mısır'ın yaşadığı dramı 27 Mayıs'ta çekti. O gün
darbeyi hazırlayan ve sonrasında demokrasinin yasını resmi bayram
olarak kutlayan koalisyonun bileşenleri ise hâlâ yan yana. Amaçları
da aynı. Seçim sonrası sandıkta yedikleri tokada rağmen halkın
yüzde 52 oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın
meşruiyetini tartışmaya açmaya yönelik teorilerine bakın, o ruhu
göreceksiniz.
CHP'si, MHP'si, HDP'si koalisyon şartlarını şu cümleyle
özetliyorlar: "Erdoğan'ın yasal yetkilerini sınırlandırmak
kırmızıçizgimizdir."
Bu talebin mesajı net: "12 Eylül rejiminin atanmış efendileri için
tasarladığı Cumhurbaşkanlığı makamının yetkileri, halka ve onun
iradesini temsil eden seçilmişlere lükstür."