Melih Altınok Sabah Gazetesi

Denge

Donald Trump'ın Suudi Arabistan'da Kraliyet üyeleriyle kılıç kuşanıp, büyücüler gibi, küre başında poz verdiği o kareleri hatırlarsınız. Herkes, ABD'nin önümüzdeki dönem İran'a...

16 Ekim 2018 | 6.809 okunma

Donald Trump'ın Suudi Arabistan'da Kraliyet üyeleriyle kılıç kuşanıp, büyücüler gibi, küre başında poz verdiği o kareleri hatırlarsınız.
Herkes, ABD'nin önümüzdeki dönem İran'a karşı kuracağı oyunda, bölgedeki yeni müstakbel ortağının artık Suudiler olduğunu yazıyordu.
Trump'ın bu ziyareti sırasında 300 milyar dolarlık silah anlaşması yapan Suudi ailesi muhtemelen rahat bir nefes almıştı. Zaten hemen sonra da bu gazla, Türkiye başta olmak üzere, komşularına karşı açıktan diklenmeye başladılar.
Ancak aradan bir yıl bile geçmeden büyü bozuldu.
Kasım seçimleri öncesi zücaciye dükkânına girmiş fil gibi sağı solu dağıtan Trump, propaganda kürsülerinde Suudileri çiğ çiğ yedi. Aynen şunları söyledi:
"Suudi Arabistan'ı koruyoruz. Sizce onlar zengin mi? Kral Selman'ı severim ama ona dedim ki: Kral, seni koruyoruz. Biz olmasak orda iki hafta kalamazsın. Ordun için para ödemelisin!"
Trump içerideki seçmenden epeyce alkış alan bu raconu kestikten hemen sonra, Cemal Kaşıkçı olayı üzerinden Suudlara bir daha vurdu.
Dün Veliaht Prens Selman Trump'ın müdahale tehditlerine "karşılığını alırsınız" yanıtı verirken epey düşünceli görünüyordu... Sanırım hâlâ başına ne geldiğini anlamaya çalışıyordu.

*** Bu kadar hızlı olmasa da, diplomasi tarihi değişen "denge politikalarıyla" dolu... Tabii ki bizim tarihimizde:
1798-1878 arası Rus tehlikesine karşı İngiltere'ye dayandık...
1888-1918 arası Rus ve İngiliz tehdidine karşı Almanya'ya yaslandık.
1920-1936 arası Batılılara karşı Sovyet Rusya'ya yanaştık.
1936-1945 arası Faşist İtalya'ya karşı tekrar İngiltere'ye dümen kırdık.
1945'ten sonra ise Sovyet tehlikesine karşı dünyanın yeni süper gücü ABD'ye güvendik. *** Peki ya şimdi?
Türkiye, bugünün küresel dünyası eskisi gibi iki boyutlu olmadığı için çoklu denge politikası uyguluyor...
Tehdit önceki dönemlerde olduğu gibi tek bir odakta toplanmadığı için farklı cephelerde ikili anlaşmalara yöneliyor...
ABD, Rusya, Çin, Avrupa Birliği gibi birbirine rakip olan aktörlerle farklı düzlemlerde ilişki kuruyor. Hepsiyle bir "hukuku" var.
Doğru da yapıyor.
Yenidünya düzeninin dayattığı diplomasi modeli de bu.
Zaten, bir yıl önce vuracağım dediği Kuzey Kore ile canciğer kuzu sarması olan ABD'nin sırtlan gibi bölgemizde dolaştığı bugünlerde başka şansı da yok.
Türkiye'yi tıpkı Suudiler gibi, tek bir kutba hapsetmeye çalışan her kesimden yobazın çıkardığı kuru gürültüye pabuç bırakmadan yolumuza devam etmeliyiz.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Atatürkçülük sınıfsal bir tercih 23 Kasım 2024 | 9 Okunma Bu işlerde Mahir 22 Kasım 2024 | 823 Okunma 60 günde Trump’ın elini kolunu bağlayacaklar 20 Kasım 2024 | 1.279 Okunma Parsel parsel... 18 Kasım 2024 | 1.339 Okunma Bahçeli’nin Öcalan çıkışıyla balataları sıyırdılar 17 Kasım 2024 | 1.451 Okunma