Magazin gündemimiz belli.
Günlerdir, sarkıntılık yüzünden çıktığı söylenen bir bar kavgasında
"kankasının" burnunu kırdığı... Ve ardından gittiği hastanede silah
patlattığı iddia edilen futbolcu Arda'yı konuşuyoruz.
Her yönüyle...
Dün de takımı Başakşehir bu skandaldan ötürü Arda'ya 2.5 milyon
lira ceza kesti!
Hadi, sözünü ettiğimiz, yirmisinde milyonları bulup, altmışında
kebapçı basan hocaların tedrisatından geçmiş bir genç... Belli ki,
çok erken yaşta gelen şöhreti kaldıracak bir "desteği" de olmamış.
Özetle siyasetteki, medyadaki pek çokları gibi "sürecini
yönetmemiş."
Peki ya Arda gibi, siyaset gündemimizin birinci maddesinde olan
Suudi Arabistan'a ne buyrulur?
Suudi Arabistan Konsolosluğu'nda testereyle doğrandığı ima edilen
Cemal Kaşıkçı'ya dair gelişmeleri de, "Koskoca devlet böyle cinayet
işler mi" diye şaşırarak takip etmiyor muyuz?
Suudilerin, on bir gündür kimseyi yanaştırmadıkları "olay
mahallini" önce bir güzel süpürüp "viledalamalarını..." Ardından
çamaşır suyuyla yıkamalarını, üstüne bir de boya badana yapmalarını
ağzımız açık izlemiyor muyuz?
Küfürlü, mide bulandırıcı ve sinir bozucu reklamları yüzünden YouTube'da video izlemeye çekinir hale geldiğimiz bir uygulamayla çekilmiş.
Görüntülerde, bitirim pozu kesen, 16 yaşında olduğunu öğrendiğimiz "kavruk" bir genç var. Zeki Demirkubuz'un filmlerinden fırlamış gibi. Saçlarını da, İnstagram'da izlediği "gayrı meşru" koşturan abileri gibi kestirmiş.
Bir yandan Atatürk büstüne tokat atarken bir yandan da, Türkçe'ye çevirebildiğim kadarıyla, şöyle "racon" kesiyor:
"Senin benle işin yoh da benim senle işim var gahpe. Yiğitlik yapıyodunuz ogglum."
Fonda da sözünü ettiğim uygulamaya yakışacak cinsten bir apaçi arabeski... *** Ne var ki ucuzluk, serserilik, saçmalık diyerek görmezden geleceğimiz bu görüntüler bir anda infial yarattı.
Hatta kimileri bu "kitsch"likten siyaset bile üretti... CHP'li belediyelere en pahalı Atatürk kitabı satma rekortmeni (Tanesi tam 300 lira) Barış Yarkadaş, gence "Nutuk okutulması" önerisiyle serserinin saçmalığına politik bir anlam bile kazandırdı.
Dün baktım polis yakaladığı serseriyle bir video çekmiş. Çocuk daha önce tokat atarken görüldüğü büstün önünde, tek ayaküstünde dururken görülüyor.
Kameralar açık. Çocuğa "Ben bir o. Çocuğuyum" falan dedirtiliyor.
Evet, görüntünün pek çok vatandaşın "içine su serptiğini" tahmin etmek zor değil, ama olmaz böyle şey!
Türkiye ciddi bir devlet. Polisin görevi ergen gençlerle video atışmasına girmek değil, zanlıyı yargıya teslim etmek.
Terörle mücadeledeki kararlılığı ve başarılarından ötürü hep takdir ettiğimiz İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan polisimize ve bize yakışmayan bu basitliklerin önüne geçmesini bekliyoruz.