Seçimler öncesi medyası, desteklediği partiyi, adaylarını Ahmet
Kekeç'i "Bunca yıllık yandaşım böylesini görmedim" dedirtecek kadar
cansiperane parlatır.
Televizyonlarındaki tartışma programlarında "Oyunu HDP'ye ver
kurtul" alt yazısı atılır. Ajansı abonelerine "Diktatörden hesap
sorun oyunuzu HDP'ye verin" mesajları geçer.
Sonuçta her zaman olduğu gibi sandıkta halktan tokadı yiyince de
ertesi gün, çoktan jilet olmaya çekilmiş eski amiral gemisi
gazetesinin ilk sayfasında boy gösterir beyefendi. "Siyasi
çekişmelerde taraf değiliz. Devletimizin yanındayız" diye
editoryaller kaleme alır.
Evet, Aydın Doğan'dan bahsediyorum. Dün yine Hürriyet'inin
sürmanşetinden muhataplarına sesleniyordu Aydın Bey, tabii ki
Posta'sından da... Diyordu ki;
"Biz Doğan medyası olarak başta PKK ve DEAŞ (IŞİD) terörü olmak
üzere her türlü terörü lanetledik, lanetliyoruz. Terörle mücadelede
her zaman devletimizin yanında olduk, olacağız. Hiçbir demokratik
ülke teröre müsaade edemez, müsamaha gösteremez. Silahla, bombayla,
hendekle, barikatla hak iddiasında bulunamaz!"
Breh breh breh! Peki, Aydın Bey, Gülen çetesi hakkında bir şey
dememiş mi? Demez olur mu hiç? Zira düşene vurmak, Doğan Yayın
İlkeleri Kurulu'nun geleneğinde vardır.
"Hiçbir devlet bünyesi içinde yetki ve görevini anayasa ve
yasalardan almayan özel bir yapılanmaya izin verilemez. Bu gibi
yapılarla mücadele edilmesi ve bünyeden atılması doğru ve meşrudur.
Biz bu mücadelede devletten yanayız. Ancak devletimizin bu haklı
mücadeleyi hukuk içinde yapması lazımdır."
Lazımdır tabii... Yarın bir gün paralel yapı soruşturması
birilerine ulaşınca en çok kendilerine lazım olacaktır. Belki,
terörü desteklemediğini, vesayet odaklarına karşı olduğunu söylemek
insanlık için küçük, Doğan Medya için büyük bir adım diye düşünüyor
olabilirsiniz.
Kusura bakmayın fakat yemezler! Televizyon moderatörlerinin,
adliyedeki odasında katledilen Selim Kiraz'ın katillerine gerekçe
bulmalarını, Savcının henüz cenazesi kaldırılmamışken "eden bulur"
tweet'leri atmalarını unutmadık, unutamadık. 7-8 Ekim'de terör
mesajlarıyla yine bölgeyi kan gölüne çeviren altın çocuklarına
söylettikleri türküleri de... Gülen çetesinin malzemeleriyle
döşendikleri manşetleri de işte şuracıkta duruyor.
Şimdi çıkıp "devletimizin yanındayız, teröre karşıyız, Gülen'in
vesayet çetesini 'hij sevmiyos'" demeleri sadece ve sadece güç
toplamak ve yeri gelince iğnelerini daha derine batırıp ülkeyi felç
etmek içindir.
Bunun da en sinsi yolunu keşfetmişler. "Uzlaşı, siyasette ve
medyada yumuşama" martavallarını devşirmelerinin, ki kimi
gönüllüdür, ağızlarından, köşelerinden "muhataplarına"
iletiyorlar.