Aylardır ülkenin doğusunda PKK terörüyle uğraşan Türkiye, batıda da metropollerine sansasyonel saldırılar düzenleyen DAEŞ'le mücadele ediyor.
Örgüt son olarak dün İstanbul'da sahnedeydi ve tarihi Sultanahmet Meydanı'nda turistlere saldırdı. On ölü ve pek çok yaralımız var.
Peki DAEŞ'in amacı ne?
Bu sorunun cevabı düdüğü kimin çaldığında. Zira DAEŞ pazarlanan imajının aksine, dini ve dünya görüşü ne olursa olsun her devletin istediğini yaptırabildiği kullanışlı bir terör markası.
Türkiye ne zaman bölge ve dünya devlerinin çıkarlarına çomak soksa devreye giriyor. Suruç'ta kafasını kaldırıyor. Ankara'yı kana buluyor, Basika'da askerlerimize saldırıyor.
Bir Rusya için vuruyor, bir Esad için...
Şimdi de, Türkiye dış politikada başını bile kaldıramasın diye doğusunda üzerine salınan PKK ile uğraşırken, ekonomisine ve imajına yönelik bir eylemle İstanbul'da ortaya çıkıyor.
Evet, saldırı henüz gerçekleşmişken ve insan bedenleri daha yerdeyken Hürriyet'in apar topar sitesine koyduğu "Sultanahmet patlaması bölge turizmini de vurdu" haberinden anlaşıldığı üzere hedef öncelikli olarak ekonomi.
1100 akademisyenin Türkiye'yi dünyaya jurnallemesinin hemen ardına denk getirilen ve hayatını kaybedenlerin tümünün turist olduğu bu terör eylemiyle hem Türkiye'ye hem dünyaya mesajlar veriliyor.
Anlıyoruz ki, petrolün varil fiyatının hızla düşmesini savaş çıkartarak durdurmaya çalışan Rusya'nın dibe vuran ekonomisine "ortak" aranıyor.
Hızla bir mezhep kamplaşmasına doğru giden İran- Suudi Arabistan gerginliğinden Ortadoğu'da kimsenin yakasını kolay kolay sıyıramayacağı hissettiriliyor.