Devlet aygıtının işleyişinde ya da hukukta "pratik" görünmediği
için bize mantıksız gelen uygulamalar vardır.
Çünkü "düzenin" işlemesi için, ne yapıldığından çok nasıl
yapıldığına bakılır.
Örneğin, bir belediye başkanının yaptığı alt geçit bütün
vatandaşların takdirini toplayabilir. Ama başkan, geçide izin
veriyor olsa bile çevre raporunu beklemeden inşaata başladığı için
yargılanabilir.
Bizler de söyleniriz, "Aman canım Hatice'ye değil neticeye bak"
diye...
Elbette yaşamın doğal akışına aykırı görünen usule dair bu
hassasiyetin amacı "iyidir." Mesela, delilden suçluya ulaşması
gereken polisin, tembellik edip, suçludan işkence yöntemiyle delile
ulaşmasını engeller.
Ancak ilerledikçe hızlanan zamana uymak yerine ona direnen, yenilenmeyen bürokrasilerin bizzat kendisi usul haline dönüşür. Usule usulen bakar. Bu şekliyle bürokrasi artık düzenleyici değil engeldir. En iyi niyetli ifadeyle lüzumsuzdur.
Örneği güncelden verelim.
Türkiye'ye gönderdikleri 1.1 milyar euronun hangi Suriyelilere dağıtıldığına dair verilere ulaşamayan Avrupa Birliği Sayıştayı çok şüpheliymiş!
Acaba gönderdikleri yardımlar Suriyelilere değil de başka bir yere mi harcanıyormuş?
Evet, bunu Suriyelilere bugüne değin 30 milyar dolardan fazla harcama yapan bir devlete söylüyorlar. Bunun, 30 liralık et almaya giden çocuğun eline 1 lira sıkıştırmaktan...
Sonra da çocuğun getirdiği eti afiyetle mideye indirip "1 lirayı başka bir yere mi harcadın" demekten ne farkı var?
Bu yine iyisi... Bir de bürokrasinin komediye dönüştüğü ülkeler vardır.
Mesela gazeteci Cemal Kaşıkçı davasında kendilerini yargılamak için Türkiye'den gerekli delillerin gelmesini beklediklerini açıklayan Suudi Krallığı! *** Bizim bürokrasimiz de son dönemlerdeki birtakım küçülme reformlarına rağmen hâlâ takoz vazifesini görüyor.
Sandıkta seçtiğimiz siyasi temsilcilerimiz, her adım atmaya kalktıklarında önleri hâlâ resmi bürokrasi ve kendilerine STK diyen gönüllü bürokrasi tarafından kesiliyor... Öyle ki, bürokrasi, Andımız konusunda olduğu gibi, dünyayı durdurmaya, anı geriye döndürmeye, bugünü bile bile dünü yeniden yaşatmaya kalkabiliyor!
İşin daha da kötüsü bürokrasi bunu yapabileceğine inanıyor!
ABD ve Rusya da dahil tüm dünya hızlanmak için, şimdiye kadar onlarsız yürümez sandıkları bürokratik koltuk değneklerini sorgularken, Türkiye de adımlarını açmalı.
Üstelik avantajlı bir konumdayız. Seçmenler olarak irade ortaya koyup yeni bir hükümet modeliyle çağa ayak uydurmak istediğimizi gösterdik.
Şimdi de yıllardır canımızı usul usul sıkan bürokrasiyi hayatımızda daha az hissetmek istiyoruz.
Hevesliyiz yani.