Trump'ın seçim döneminde vaat ettiği gibi ABD'yi radikal bir
dönüşüme sokup sokamayacağı merak konusu.
Yeni Başkan'ın göreve gelir gelmez, vaadi
olan Meksika sınırına duvar konusunda kararlı
olduğunu açıklaması "şaka yapmadığını" gösteriyor.
Kimileri Trump'ın bu radikal girizgâhının "yeni
Berlin duvarı" olduğunu iddia ediyorlar. Trump'ın yabancı düşmanı
olduğu için bu kararı aldığını söylüyorlar.
Başkansa ulusal güvenliğin bu yeni konsepti zorunlu kıldığı
görüşünde. Söz konusu duvarın, Meksika'yı da, Latin
Amerika'dan ABD'ye gelmek için yola çıkan mültecilerden
de koruyacağını iddia ediyor. Hatta bu yüzden duvarın parasını
da Meksika'dan talep edeceğini açıklıyor.
ABD, Meksika yönetimini, maliyetinin 25 milyar
doları bulacağı tahmin edilen duvara ikna edebilecek mi,
göreceğiz.
Ama kesin olan Trump'ın ulusal güvenlik vurgusunda kararlı olduğu
ve yeni dönemde dünyanın her yerinde de bu "duvar
perspektifini" destekleyeceği...
Örneğin Trump, ABC televizyonuna verdiği röportajda "Suriye'de halk
için mutlaka güvenli bölgeler kuracağım" dedi.
Bu konuşmadan birkaç gün önce basına sızan "Yabancıların
Terörist Saldırılarından ÜlkeyiKorumak" başlıklı taslağın
altıncı maddesinde de "Suriye halkının korunması için güvenli
bölgeler oluşturulması" öneriliyor. Ve güvenli bölgelerin
oluşturulması için 3 ay içinde bir planın hazırlanması
öngörülüyor.
Trump'ın bu hamlesi, Ankara'nın yıllardır talep ettiği ancak Obama
yönetiminin direndiği talebinin ufukta belirdiğinin göstergesi.
Eğer Suriye sınırları içinde muhalif siviller için güvenli bir alan
yaratılabilirse, başta Türkiye olmak üzere Avrupa'yı ve tüm dünyayı
sarsan mülteci hareketliliği durabilir.
Bu da herkese rahat bir nefes aldırır.