Gazeteciler, Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet'ten kovulduğunu konuşuyorlar.
Gazetenin, 10 Kasım nedeniyle köşesini bir haftadır
Kemalistlere Atatürkçülük
dersi vermeye ayıran yönetmeni Ahmet
Hakan hiç oralı değil.
İktidara "İdeal yandaş nasıl
olur" diyerek meslektaşlarını
jurnallemeye vakit buluyor ama
yönettiği gazetenin en eski yazarıyla ilgili ağzını bile
açamıyor.
Belli ki hâlâ olayın şokunda. Ya da
tazminat hesapları sürdüğü için konuşmak istemiyor. E
kolay iş değil, kaç yıldır Hürriyet'te adam.
Ama benim aklım hâlâ birkaç gün önceki son yazısında...
Zira Özkök, içinde aniden dayanılmaz bir
şekilde kitap yazma arzusu oluştuğunu ve kendisinin
de arzunun bu belirsiz nesnesini doğurmak için
senelik izninin bir bölümünü kullanacağını yazmıştı.
Öyle ya, bunca yılda nelere nelere şahit olmuştu patron
odalarında? Okunurdu yani...
Demirören yönetiminin kendisini kovacağı kulağına
çalınmadıysa ne büyük tesadüf ama!
Neyse...
Sonuca bakılırsa patronları bu numarayı pek
umursamamışlar, "Özkök ne yazar, yazsa yazsa
gönül yazar" diyerek kendisine hayırlı başarılar
dilemişler.
E çok haksız da değiller.
Çünkü Özkök'ün de eski tadı kalmamıştı.
Politikadan uzak durmak için girdiği life stil
yazarı....