PKK'nın insan kasaplarından Bahoz Erdal kod alı Fehman Hüseyin'in öldürüldüğü iddiası ortalığı karıştırdı.
Tartışmalar dün aHaber'e konuşan bir hükümet yetkilisinin şu demeciyle devam etti:
"Ölüm haberi doğrudur, istihbarat ölümü doğruladı." Evet, sonuç ne olursa olsun Anadolu Ajansı'nın haberi geçtiği günden beri ağızlardan dökülenlerin, yorumların ve haberlerin bize gösterdiği bir şey var; bölünmüşüz.
Açık konuşalım...
Kimilerimiz yüzlerce kişinin ölüm emrini veren bir teröristin artık cinayetlerine devam edemeyeceği haberini "Ay hadi inşallah" diye karşıladı.
Kimilerimiz ise siyasi hasmına en aşağılıkça yöntemlerle de olsa zarar veren bir katilin "işine" devam edecek olması umuduna sarıldı. "Düşmanımın düşmanı dostumdur" dedi.
Tıpkı iddia ortaya atılır atılmaz, kaynakların güvenilirliği gibi temel gazetecilik ilkelerini bir kenara koyarak gelişmeleri "şiddetle" yalanlayan Cumhuriyet gazetesinin yaptığı gibi...
***
Ne olur yalan de
ABD'deki 11 Eylül saldırılarının ardından "bu işin arkasında El Kaide'nin olduğundan" şüphelendiğini dile getiren ülkenin en önemli habercilerinden Bill Maher işinden kovuldu. 10 yılı aşkın bir süre de televizyonlara çıkartılmadı. Sonunda ise küçük bir kanalda iş bulabildi.
Çünkü ABD kamuoyu, Maher'in 11 Eylül'ün El Kaide tarafından gerçekleştirilmediğine dair elinde somut bilgisi olmadığı için, açıklamasını örgüte yönelik "sempati" gibi algıladı.
Bizde ise kamuoyu önüne çıkan isimler Maher'le kıyaslanmayacak örgüt sempatilerini gizleme gereği bile duymuyor.