Rize'de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan FETÖ ile mücadele
konusunda dinleyicilere şöyle seslendi:
"Ne dedik, inlerine gireceğiz dedik.
Onlar kaçacak, biz kovalayacağız dedik.
Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, şimdi kaçtıkları yerin vatandaşı
olsunlar.
Artık onlar bu milletin vatandaşı olarak anılmayacak."
Cumhurbaşkanının bu sözleri yurtdışına kaçan Fetullahçı
teröristlerin Türk vatandaşlığından çıkartılmasına yönelik bir
hazırlığın habercisi olarak değerlendirildi.
Peki bu gerçekten mümkün mü? Eskiden olduğu gibi istenirse bu işe
yasal zemin oluşturmak kolay. Örneğin 2009'da Ak Parti tarafından
değiştirilen 1964 tarihli Türk Vatandaşlığı Yasası'nın 26.
maddesinin bir benzerinin tekrar yürürlüğe konulması gibi:
"Yurtdışında bulunup da Türkiye Cumhuriyeti'nin iç ve dış güvenliği
ile kanunun suç saydığı şekilde iktisadi ve mali güvenliği aleyhine
faaliyette bulunan veya yurtiçinde bu tür faaliyetlerde bulunup da
her ne suretle olursa olsun yurtdışına çıkan ve hakkında Türkiye'de
bu nedenle kamu davası açılmasına veya ceza kovuşturmasına veya
hükmün infazına olanak bulunmayan ve gelmesi için yapılan duyuruya
rağmen üç ay içinde, savaş sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde bir
ay içinde yurda dönmeyen Türk vatandaşlığını sonradan kazanmış
kişiler Bakanlar Kurulu Kararı ile vatandaşlıktan çıkarılabilir. Bu
hüküm, Türkiye savaş halinde bulunduğu zaman doğumla Türk vatandaşı
olanlar hakkında da uygulanabilir." Fetullahçıların 15 Temmuz'da ve
öncesinde bu ülkeye, bu halka yaptıkları düşünülürse artık var
olmayan bu yasa onlar için biçilmiş kaftan. Ama elbette bu kararı
TBMM yani siyaset verecek.
Kuşkusuz artılarını ve eksilerini hesap ederek.