Fransa'da hafta sonu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu
var.
İlk turda Macron oyların yüzde 28,1'ini alarak birinci çıktı. Le
Pen de yüzde 23,3 ile ikinci oldu.
Macron şanslı adam...
Muhtemelen geriye kalan partiler bu kez de Le Pen umacısı
karşısında birleşip Macron'a hayatı boyunca göremeyeceği Elysee
Sarayı'nı altın tepsi içinde sunacaklar.
Ama Allah'tan umut kesilmez!
Le Pen'in aradan sıyrılıverdiğini bir düşünsenize.
Nükleer Fransa'yı NATO'dan çıkartacağım diyor...
Rusya'ya ve Çin'e yakınlaşıp ABD'den bağımsızlaşmayı
vadediyor...
"Küreselciler" diye kükrüyor. Çok taraflılığı reddedip Almanya'ya
tepki gösteriyor... Avrupa Birliği'ni eleştiriyor...
Ağzından bal damlıyor.
Avrupa'nın göbeğinde Le Pen'in yönettiği bir Fransa, batı
bloğunun yekpare görüntüsü bozuldukça yaşadıklarıtopraklarda huzur
bulan "dünyanın geri kalanı" için pembe rüya değil midir?
Tamam biliyorum Le Pen'e faşist diyorlar... Fransa'da da
milyonlarca "yabancı vatandaş" var.
Geçtiğimiz yıllarda sarı yeleklilerin eylemeni takip etmek için
Paris'e gittiğimde hallerini gördüm... Fransa'nınyoksullarının,
getto çocuklarının, azınlıkların kısacası tüm dezavantajlıların
Macron yönetimi altında nasıl ötekileştirildiğine şahit oldum. AB
polisinin sokakta göstericilerin ellerini kopardıklarını unuttuk
mu?
"Öcü" denen Le Pen gelse daha fazla ne yapabilir?
Evet, böyle dünyaya böyle hayal.