Siyasi rekabetin sınırlarını aşan, ülkenin güvenliğini ve
geleceğini ilgilendiren tartışmalarda ortak tavır çağrısı yapmak
için "aynı gemideyiz" mottosu kullanılıyor.
Döviz kurları üzerinden yürütülen son operasyonda da içerideki
siyasi farklılıkların talileşmesi gerektiğini düşünenler "batarsak
hepimiz batarız" diyorlar.
Yaşamı ideolojik ezberlere göre yorumlamaya çalıştığım daha genç
yaşlarımda, bu söylemin iktidarların politikalarını meşrulaştırmaya
hizmet ettiğini düşünürdüm.
Ancak pek çoklarımız gibi zamanla, arzu ettiğim Türkiye'nin
önündeki asıl engelin, içerideki aktörler değil dışarıdaki aktörler
olduğunu gördüm. Kim söylüyorsa gerçeği söylüyordu, "ama o
gemideydim!"
2008 krizinin teğet geçtiği, faizlerin yüzde 4'lerde gezdiği, ihracatın rekorlar kırdığı, Merkez Bankası'ndaki rezervimizin göz doldurduğu günlerin neyle kesildiğini hepiniz hatırlıyorsunuz işte...
Önce Gezi olaylarıyla ekonomiyi felç edip milyarlarca dolarımızı çarptılar... Ardından 17-25 Aralık'ta, yerli sermayenin aktörlerine, bankalara, siyasilere, Themis'in ele geçirdikleri kılıcıyla saldırdılar. Kamu üstündeki yükü artırdılar.
Aynı anda terörün düğmesine basıp Türkiye'nin etinden et kopartıp meşgul etsin diye PKK'ya binlerce TIR silah verdiler... Güneydeki, doğudaki ekonomimizi öldürdüler.
15 Temmuz'da, darbeyle ekonomimize verdikleri zarar ise henüz hesap edilmiş değil... Çünkü etkileri de yeni saldırılar da devam ediyor. *** Şimdi siz söyleyin... Bugünkü ekonomik tabloda, hangi iç dinamik ya da yanlış icraat, artık dış kaynaklı olduklarını hepimizin kabul ettiği yukarıdaki olaylar kadar etkili olmuştur?
Kaldı ki sevsek de, aidiyet duymasak da...
Üzerinde yaşadığımız geminin batmaması için ufukta gördüğümüzü Kaptan'a söylemek varken, güvertede panik yaratmanın kendimize ne faydası olabilir?
Tabii ki, koylarımızda birinci mevki seyahat ederken tehlike sezince gemiyi ilk terk eden Sezgin Tanrıkulu gibi yaparım diyorsanız karar sizin.
Ama dikkat edin lütfen... Zira Sezgin Bey "Şehir hatları dışında gemiye binmedim" diye Twitter'da yurtseverlerle kafa bulurken, yerini ilan ederken... Aynı saatlerde Okyanus ötesindeki firari FETÖ'cüler de "Aynı gemide falan değiliz" diyerek korsanlık yapıyorlardı.
Bu çalkantılı denizde, çantanıza, cüzdanınıza sahip çıkın. Gözleri ceplerinizde.