Günlerdir Ayçiçek yağıyla yatıp kalkıyoruz...
TikTok ve ana haberler, düğünlerde altın yerine "sözde
Ayçiçek yağı" tenekesi hediye ederek "eylenenlerin" videolarından
geçilmiyor.
Birbirlerini ezerek ayçiçek yağı kolisini kapmaya çalışan
insanların görüntülerini izlerken, yağ fabrikatörü
Lütfi Türkkan müşterilerine ana bacı söverek ortama
dalacak falan diye bekliyorsunuz! Öyle absürt bir
ortam.
Hatta göreve atanışı tam "Ayçiçeğine hücum" günlerine denk
gelen çiçeği burnunda Tarım Bakanı Vahit
Kirişçi de ilk açıklamasını bu konuda yapmak zorunda
kaldı.
Ayçiçeği üretimi artmasına rağmen pandemide iç talep patlamış.
Bu yüzden ithal ediyormuşuz. Üstüne bir de Rusya Ukrayna savaşı
derken....
Ancak Bakan durumun kontrol altında olduğunu
söylüyor:
"Alternatif ülkeler ve alternatif yağ çeşitleri için gerekli
çalışmalar yapılmış, ayrıca ayçiçeği yağ ihracatı da
durdurularak, mevcut stokların yurtiçi tüketimi karşılayacak
şekilde yönetilmesi sağlanmıştır."
Teşekkür ederiz.
Ancak bunlar geçici çözüm bile değil... Görüyorsunuz, soğan,
patates derken şimdi de Ayçiçek krizi. Bakalım yarın
bostandan ne çıkacak?
Hepsi de ülkemizde sınırsız olarak üretilebilecek besinler. Arz
talebi dengelemek ne kadar zor olabilir ki?
Türkiye ekmeğini yapacak unu bulmakta sıkıntı
çekecek bir ülke mi? İzlanda'da mı yaşıyoruz da
Ukrayna'nın buğdayına bağımlıyız?
Vatandaşın sizden ilk beklentisi döneminizde tarımsal
planlamanın sistematik hale getirilmesi. Tarımsal endüstirinin
desteklenmesi ve fahiş fiyat
artışlarının, spekülasyonların önüne geçilmesi.
Kamuoyu dört gözle yeni bakanın bu konudaki acil eylem planlarını
öğrenmek istiyor.
Zira savaş çanlarının daha güçlü
işitildiği dünyamızda en kritik meselelerden biri
gıda meselesi. Ve En az savunma sanayi
kadar stratejik.
Evet Sayın Bakan çözümünüz nedir? Kabinenin, Türkiye'nin önüne
nasıl bir tarım politikası koyacaksınız?