Günlerdir bir uzman
çavuşu, doktorlara şiddet uyguladı diye linç
ediyorlardı...
Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde çalışan Dr.
Tahir Tarımer, Uzman Çavuş A.A. tarafından saldırıya
uğradığını iddia edip şikâyetçi olmuştu.
Mevzu Tıp Bayramı'na denk geldiği
için goygoycu basın ve köşe yazarları, olayı
klişeler eşliğinde iştahla köpürttüler...
Geçtiğimiz gün, peşin hüküm verilen
olayın kamera görüntüleri ortaya çıktı.
Konuşmaların bile net şekilde işitildiği pırıl pırıl
görüntüler...
Açıkça görüyoruz ki asıl doktor ve yanındaki personel (8-10 kişi),
aralarına aldıkları hasta uzman çavuşu
darp ediyorlar.
Hatta "dövüldüm" diye boynundaki kızarıklığın fotoğraflarını
paylaşan Doktor Tarımer, olay yerinden uzaklaşmaya çalışan
hastanın arkasından koşup saldırıyor. Kavgayı
başlatıyor.
Aynı doktorun bir kadın hastaya sinirlenip
bağırdığına, duvarları yumrukladığına dair görüntüler de
var... Hasta hiçbir fiziki müdahalede bulunmadan, sesini bile
yükseltmeden sadece soru sordu
diye güvenlikleri çağırıp dışarı attırmaya
çalışıyor...
Ne olacak şimdi?
Apandisit sancısıyla hastaneye gelen ve az
önce canını yakmaya çalışanların sedyesine yatmak
zorunda kalan bir gencin etini çiğ çiğ dişlediniz...
Yetmedi hasta taburcu olurken koridorlara
tüm "sağlık ordusu" personelini yığıp alkışlarla
protesto ettiniz!
Hadi "kim olursa olsun" diyerek hasta
tedavi etmeye yemin eden o
hastane personeli, hekimlerin yalan
söylemeyeceğine itimat etti ve meslek
ilkeleri pahasına "dayanıştılar" diyelim...
Peki ya Doktor Tarımer ve onunla birlikte hastayı döven diğer
hekimler?
Olaya şahit olan hastane personeline ne demeli?
İçlerinde vicdanının sesini dinleyip olan biteni
anlatacak, "Yapmayın ayıptır" diyecek bir tane olsun
insan yokmuş...
Kameralar sağ olsun!
Geçen gün bu konuyla ilgili
yazdığım "Mesleki vesayet" başlıklı makaleye
hekimlerden gelen tepkilerde "Genelleme
yapmayın" tavsiyesi ağırlıktaydı. Şimdi de aynı
nakaratın tekrar edileceğini tahmin ediyorum.
Toplu cevap olsun...
Genelleme yapmıyorum.