2017'nin de zor bir yıl olacağını hepimiz biliyorduk. Ne yazık
ki yanılmadık. Yeni yılın ilk gününe İstanbul Ortaköy'deki bir gece
kulübüne düzenlenen terör saldırısıyla girdik. Aralarında
turistlerin de olduğu 39 kişi hayatını kaybetti.
Oklar DEAŞ'ı işaret ediyor.
Bir gün FETÖ, bir gün PKK bir gün DEAŞ derken dozu artırılan bu
topyekûn saldırıların amacının ne olduğu gün gibi ortada artık. En
apolitik vatandaş bile farkında; 15 Temmuz'da yarım kalan iş,
Türkiye'nin işgale açık hale getirilmesi planı tamamlanmaya
çalışılıyor...
Türkiye'nin yıldırılıp güçsüzleştirilerek kafasını içeriye gömmesi,
Suriye ve Irak'tan çekilmesi isteniyor...
Böylece yeniden Ortadoğu'daki enerji politikalarını yine küresel
muktedirlerin şekillendirmesi ve güney sınırlarımızda PKK-DEAŞ gibi
terör devletlerinin kurulması hedefleniyor.
Kuşkusuz saldırıların arkasında da, hayatını kaybeden askerse
PKK'ya, polisse DHKP-C'ye, sivilse TAK'a üstlendiren yabancı
ülkeler var...
Evet, saflar hiç olmadığı kadar net.
Tıpkı dün MHP lideri Bahçeli'nin de terör saldırısının ardından
yaptığı açıklamalarda altını çizdiği gibi:
"Kastedilmek istenen istiklalimizdir. İmhası amaçlanan milli birlik
ve bağımsızlığımızdır. Türk milletinin tamamı kanlı namlunun
ucundadır. Dolayısıyla... Düşmana karşı ayağa kalkmak, tüm vatan
sathını korumaya almak yalnızca iktidarın değil hepimizin manevi
sorumluluğu altındadır."