8 yaşındaki Narin'in Diyarbakır'da vahşi cinayete kurban gitmesi
üzerine idam tartışması yeniden alevlendi.
Yalnızca bizde değil, dünyanın her yerinde toplumda travma yaratan
vahşetlerin ardından idam tartışması raftan indiriliyor. Bazı
eyaletlerinde uzun bir aradan sonra infazlara izin veren ABD de
harıl harıl idamı tartışıyor.
Ben ilkesel olarak ölüm cezasına karşıyım. Cezanın amacı intikam
değildir. Telafisi imkânsız ceza olmaz. Hele ki hukuk sistemlerinin
işleyişi, arızları ortadayken; duruşmalar önce sosyal medyadaki
duruşmalarda karara bağlanıp mahkemelerin önüne geliyorken...
Dahası, Türkiye gibi geçmişinde kötü deneyimleri olan, seçilmiş
başbakanını, bir sağdan bir soldan gençlerini sehpaya göndermiş ve
hala askeri darbe geleneğini toprağa gömememiş bir coğrafyada idam
bumerangdan farksızdır. Dönüp kimi vuracağı belli olmaz. 1920'den
son idam cezasının infaz edildiği 1984'e kadar idam edilen 712
kişinin...