İran'daki protestolar yayılarak devam ediyor. Resmi rakamlara
göre ölü sayısı 30'a yaklaşmış durumda.
İlk günden beri gelişmeleri, "Arap Baharı"nın ve özellikle Suriye
deneyiminin ışığında, özeleştiri de yaparak okumaya
çalışıyorum.
Özetle şöyle bir genel kanaate sahibim:
İran sokak protestolarını fazlasıyla hak eden baskıcı bir
rejimle yönetiliyor.
Ülke dünyanın en büyük petrol üreticileri arasında ancak halk
yoksul.
Yönetim şeffaf değil.
Rejim vatandaşların gündelik yaşam pratiklerini bile
belirliyor.
Ancak bu gerekçelerin hiçbirisi, dünyanın en suçlu devleti ABD'nin
ve bir başka şeriat rejimi olan İsrail'in İran'daki sürece müdahil
olmasını izah etmiyor. Bu devletlerin sokaktakilerle "uyumu"nu
açıklamıyor.