ATV Kahvaltı Haberleri'nin içerik editörü Merve Topaloğlu, geçen sezon Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün dibindeki Garipçe köyünde yaptığımız canlı yayın sırasında önüme Doğan Haber Ajansı'nın eski bir haberini koydu.
"3'üncü köprü artık iki beton kuleden ibaret." Yayın yaptığı ülkenin en büyük projelerinden birinin ismine ancak "bir apostrof" kadar yakın olabilen bu haber, Hürriyet'inden Cumhuriyet'ine, Birgün'ünden Sözcü'süne pek çok gazetenin ilk sayfasında yer bulmuştu.
Yayında o gazete nüshalarını arkamdaki bitmiş köprünün manzarasıyla birlikte seyircilerimizle göstermiştim.
Köprünün altından, Boğaz'dan epey su aktı, Rus savaş gemileri geçti. Ülkece "yapmayın böyle işler" mesajı veren bir sürü terör saldırısı, bir de darbe girişimi atlattık.
Cuma günü birleşen o "iki beton direk" hizmetimize girdi.
Baktım, radikaller direniyordu ama Ertuğrul'un Hürriyet'i gibi manevra kabiliyeti yüksek olanlar yine virajı dar almıştı.
Sözcü bu, vergi veren, aklı başında her yurttaşın sevinçle karşılayacağı haberi şu başlıkla görmüştü:
"Boğaz'a 3 milyar dolarlık gerdan."
Yo yo bir şey dediğim yok.Geç de olsa, bedeli ağır gelse de, doğruyu söylemeye başlayana, hakkaniyetli davranana "ama dün gece öyle demiyordun" diyen her görüşten kindar "yobazlardan" değilim.
Haklı ve "halklı" çıkana düşen kibir değil, mutevazı davranmaktır.
Eyvallah!
Hatta darısı, şimdi tepe tepe kullandıkları Şehitler Köprüsü'nün (Boğaziçi) mühendisi Özal'ı üyelikten atan, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün teknik ekibine de yaptıkları gibi kafayı Yavuz Sultan Selim'in "yapıcılarına" da takan TMMOB'un başına.
Yeni köprümüzün yanı başındaki epeyce ağaç devirerek açılmış alanda okuyan özel üniversite (ismi lazım değil) talebeleriyle birlikte, "Ormanı katleden 3.
Köprü'ye hayır" eylemleri yapmayı "devrimcilik" sandılar.
Zavallılar, ellerinde köprüye istedikleri gibi "şekil verme", yol gösterme fırsatı varken hem meslek ilkelerine ihanet etmiş oldular hem de halkın gözünde "istemezükçü" yaftası yediler.
Çok cahiller keşke biraz okusalar.