Avrupa Birliği'nden çıkıp çıkmamayı referandumda oylayan İngilizler yüzde 52 oyla çıkma kararı verdi.
Bu kararla birlikte AB yaklaşık 3 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğü kaybetti. Elbette her yıl İngiltere'den aldığı 19 milyar sterlini de...
Şimdi 4 senaryo gündemde.
1- İngiltere, Türkiye ile benzer şekilde yalnızca Gümrük Birliği üzerinden AB ile bir ilişki yürütebilir.
2- Norveç gibi Avrupa Ekonomik Bölgesi içinde kalabilir.
3- İsviçre gibi sadece ikili anlaşmalarla devam edebilir.
4- AB İngiltere için özel kuralları olan bir anlaşma hazırlayabilir.
Hangi senaryo uygulanırsa uygulansın bugünden itibaren AB artık eski AB değil.
Çünkü ilk kez üye bir ülke Birlik'ten ayrıldı.
Bu da "tarihin en büyük sivil toplum projesi" olarak anılan AB paradigmasının yeni dönemde ciddi prestij kaybetmesi anlamına geliyor.
Kim bilir, daha birkaç gün önce "Türkiye belki 3000 yılında AB'ye girer" diyen Başbakan David Cameron'ın ülkesi, adı falan değişirse AB'ye ilerde yine girmek için başvurur.
Zira İskoçlar karara itiraz edip "biz geleceği AB'de görüyoruz" diye kazan kaldırmaya başladı bile. Birleşik Krallık'ı hareketli günlerin beklediği kesin.
İngiltere'nin aldığı kararın ardından AB ile yürüttüğü müzakereler artık kabak tadı veren Türkiye de komplekse kapılmadan ve içerideki sömürge aydınlarının ağıtlarına kulak asmadan kendine yeni perspektifler geliştirmeli.