Orwell'ın, bilginin saklanarak muhafaza edildiği diktatörlüğü
tipik bir komünizm modeliydi aslında. Ancak biz bu "ayrıntıyı" da
çok sorun etmiyorduk.
Çok sıkışırsak, "o'lum 1984 geçiş süreci olan proletarya
diktatörlüğünü anlatıyor.
Komünizme geçilince, devlet ortadan kalkacak herkes özgür olacak"
falan diye söyleniyorduk.
Ancak tek yanılan biz değildik.
Orwell'ın gözünü korkutan Sovyet Devrimi değil kapitalizm galebe
aldı.
Duvar üzerimize yıkıldı, ABD'nin temsil ettiği Batı soğuk savaş
yarışını önde bitirdi.
Ve o da hâlâ, komünistleri aratmayacak şekilde bilgiyi tekelinde
tutmak için çalışıyor.
Ama onun tarzı farklı. Kapitalizm, gerçeği, enformasyonu
sansürleyerek değil üzerimize bolca boca ederek saklıyor.
Kuşkusuz bu manipülasyondaki en güçlü silahı da Twitter, YouTube,
Google gibi dijital platformlar.
Her türlü iddia, enformasyon bu mecralarda en basit bir teyit
süzgecinden bile geçmeden dolaşıma sokulabiliyor.