AK Parti ile CHP'nin yürüttüğü koalisyon görüşmeleri bugün sonuçlanacak. Bazı yazarlar birbirinin anti tezi görüşleri olan bu iki partinin birlikte hükümet kurmasının toplumsal kutuplaşmayı azaltacağı tezinin meşruiyetine sığınıyorlar. Ne var ki uzlaşıdan ziyade farklılıklar korunarak oluşturulacak böylesine mekanik yan yana geliş pratiklerinin dünyanın hiçbir yerinde işe yaramadığı ortada. Kaldı ki, AK Parti tabanın neredeyse tamamının içine sindiremediği bu formül, "seni başkan yaptırmayacağız" koalisyonunun gözdesi olduğu bilindiğinden, "iyi niyeti" sorgulanan bir denklem.
Peki, AK Parti'nin biraz da "uzlaşmaz görünmemek" için günlerdir yürüttüğü zaman israfı koalisyon görüşmelerinde mümkün olan formül ne?
Lafı uzatmayalım. Cevap, c şıkkı, yani hiçbiri. İzlenimlerime göre ne bir AK Parti-CHP koalisyonu mümkün ne de MHP'nin içinde olduğu bir hükümet. Görünen o ki, bir ay kadar önce AK Parti'nin ve MHP'nin etkin isimlerinin kafasında şekillendiği duyumunu aldığım alternatif devreye girecek. O da Türkiye'yi seçime götürecek, MHP'nin dışarıdan negatif tavır takınmayarak destekleyeceği geçici bir AK Parti hükümeti.
Neyse israfın neresinden dönülürse kârdır.
İyi de, birkaç ay sonra yapılacak yeni bir seçimde 7 Haziran tablosu değişmezse ne olur, bu yeni bir kriz anlamına gelmez mi diye soruyor olabilirsiniz.