Ne yalan söyleyeyim, Sezgin Baran
Korkmaz'ın kim olduğuyla ilgili ayrıntıları birkaç gündür
süren tartışmalar vesilesiyle öğrendim.
Zira dolandırıcılık iddiasıyla aranan, köşeye sıkışan ve yurtdışına
kapağı atan kanun kaçağı
"işadamları" pek ilgimi çekmiyor. Haklarındaki
haberleri en fazla üstünkörü okuyup geçiyorum.
Ama anlaşılan o ki, alanı ne olursa
olsun, bir kısım gazetecinin bu durumdaki
kişilere mesleki refleksleri çok çok aşan
özel ilgisi var.
Öyle ki bahsi geçen firari şahsa hangi davranışın yakışıp yakışmayacağı konusunda referans olacak kadar ileri gidebiliyorlar. Hatta aralarında Korkmaz'a kısaca SBK dediklerini de öğreniyoruz; adını sık andıkları için başvurdukları bir tasarruf olsa gerek.
Platonik bir durumdan bahsetmiyoruz elbette.
Korkmaz da onlara karşı boş değilmiş. Medyada
"abla", "abi" diye gördüğü pek
çok kontağı varmış. Kendine şak diye telefon
açıp itiraflarda bulunacağı, samimi sohbetler yapacağı,
taleplerini aktaracağı bir....