Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün Yenikapı'da, 15 Temmuz'un
ardından yapılan 7 Ağustos mitingini aratmayan bir
kalabalığa seslendi.
Seçmenin bu motivasyonu, 16 Nisan'ın, 16 Temmuz'da
püskürtülen darbe girişimine karşı sandıkta verilecek
bircevap olarak görülmesinden kaynaklanıyor.
Miting alanında görüştüğüm tüm seçmenlerin nerdeyse tamamı
da, evet kararlarını
"bağımsızlıkla" gerekçelendiriyorlar. Ayrıntılara takılıp
kalmadan, hükümet modeli değişikliğinin elzem
olduğunu söylüyor.
Geçim sıkıntısı, taşeronluk vb. konulardaki sıkıntılarını ise "16
Nisan sonrasına" ertelediklerini anlatıyorlar.
Hazır sahaya inmişken, anket şirketlerinin ve medyanın sayılarının
oldukça kalabalık olduğunu iddia ettikleri o kararsız
seçmenleri aradım.
Öyle ya, toplanan insanların arasında illa ki oylarının rengini
netleştirmek isteyen bu kararsız seçmenler de olmalıydı değil
mi?
Ama nafile... Israrlı sorularıma rağmen tek bir kararsız seçmenle
karşılaşamadım.
Sonunda alandaki seksenine merdiven dayamış bir dede konuyu
özetledi. Elinden tuttuğu torununu gösterip:
"Onun bile oyu olsa kararı net. İnsan memleketinin geleceği için
kararsız olur mu Melih Bey? Hayır diyeceğinden
utananlar kararsızım diyor, bir de kafaları karıştırmak
isteyenler..."
Evet, evet seçmeni net!
Ancak bu kararlılığın 16 Nisan'da sandığa olabildiğince yansıması
için vatandaşların sandık başına gitmesi hayati önem
taşıyor.
Yani potansiyel seçmenin yegâne kararsızlığı sandık başına
gidip gitmemek?
Nasıl olsa rahat rahat evet çıkar rehavetiyle kullanılmayan her
oyun hayır hanesine yazılacağı unutulmamalı.
***
İstanbullu Erdoğan
Erdoğan'ın İstanbul'daki mitingleri her zaman başka olmuştur.
Cumhurbaşkanı dün mitingde yaptığı konuşmasına da kentle kurduğu bu
bağı anlatarak başladı.
"Burada doğdum, büyüdüm, okudum, çalıştım,
siyaseti öğrendim ve uyguladım" dedi.
Erdoğan'ın 16 Nisan 2017 referandumuyla İstanbul arasında kurduğu
diğer bir ilişkiyi ise,