Gündemimiz, AK Parti'nin perşembe gecesi Meclis'e sunduğu cinsel
istismar suçuyla ilgili kanun taslağı.
Öneride şu ifadeler var:
"Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden
olmaksızın 16.11.2016'ya kadar işlenen cinsel istismar suçunda,
mağdurla failin evlenmesi durumunda... Cezanın infazının
ertelenmesine karar verilir..." Sosyal medya, Twitter adeta
yıkıldı.
Eleştirilere yanıt veren Başbakan Binali Yıldırım ise yasayı şöyle
savundu:
"Olay şudur. Yaşı tutmayan, erken yaşta evlenenler var. Bilmiyorlar
yasaları, dolayısıyla çocukları oluyor. Baba hapse giriyor.
Çocuklar anasıyla yalnız başına kalıyor. Bu şekilde 3 bin aile
olduğu tespit edildi. Bir seferliğine bu mağduriyetin giderilmesine
yönelik bir çalışmadır. Seçim kampanyalarında herkes bu sorunu
çözmek için söz vermişti. Her şey ortada. Bu bir tecavüze af
değildir. Tecavüze en ağır cezayı AK Parti getirdi. Tecavüzle
ilgili bir konu değil." Evet, Ak Partililer, seçim programlarında
da yer alan bu öneriye, yasalarla sosyolojik gerçekler arasında
açılan makası daraltmak için "bir defalık" başvurduklarını
söylüyorlar.
Ancak benim bu tasarıya da bu yaklaşıma da pek çok noktadan
itirazım var. Birkaçını söyleyeyim.
Öncelikle "yasaları bilmemek" dünyanın hiçbir yerinde hukuki bir
bahane olarak sunulamaz.
İkincisi, "bir defalık" çözüm arayışlarına her zaman için "ikinci
kez" de ihtiyaç duyulur.
Bu son girişimde de yasalara aykırı olarak kurulmuş 3 bin ailenin
mağduriyetini gidereyim derken, kamuoyunda erken yaşta evlendirme
ve kız kaçırma gibi olayların "normal" olduğu algısı yaratılıyor.
Bu algı da kuşkusuz yeni mağduriyetlerin kapısını
aralayacaktır.
Üçüncüsü ise cinsel istismar suçlarında toplumsal ahlak
kalıplarından ötürü sessizlik sarmalı derinleşir. Mağdurlar
genellikle ya konuşamazlar ya da onur kırıcı şekilde uzlaşmaya
zorlanırlar. Yargı bu tür vakalarda çoğu zaman kadın olan mağdurun,
ekonomik ve sosyolojik konumundan kaynaklanan zayıflığını pozitif
ayrımcılıkla gidermelidir.
Ama eğer yasa önericiler, bu tasarıda olduğu gibi "mağdurla
evlenildiyse suç ortadan kalkmıştır" derse mazlumun değil fiilen
failin yanında durmuş sayılır.
Ak Parti, hem hazırlanışı hem de sunuluşu konusunda yeterince kafa
yorulmadığı anlaşılan bu önerisini, kamuoyundan yükselen aklıselim
eleştiriler ışında değerlendirmeli.
***