Dün Partisinin grup toplantısında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu'nu
dinlerken kulaklarıma inanamadım. Aynen şunları söyledi:
"Aileden sorumlu Bakan da zaten birilerinin önüne yatmış durumda, o
da konuşmuyor!"
İnsan yazarken bile utanıyor ama bahsettiği Bakan, Sema
Ramazanoğlu. Bir kadın.
Düşünebiliyor musunuz milyonlarca seçmenin umutları üzerinde oturan
bir ana muhalefet lideri ilk kez bu denli yaygın şekilde gündeme
geliyor; onda da konu, bir kadın siyasetçiye Cemaat'in küfür
kalıplarıyla hakaret etmesi.
Bu saatten sonra Kılıçdaroğlu'nun ağzından çıkan her sözün, uzunca
bir süre bu büyük ayıbının gölgesinde kalacağına şüphe yok. Üstelik
sadece onun değil, onun bu tavrına sessiz kalan CHP yönetiminin
de...
Peki, yaşını başını almış bir siyasi nasıl olur da kendisinin ve
temsil ettiği partinin seviyesini bu denli düşürecek hale
gelir?
Bilemiyorum, Deniz Baykal'a yapılan kaset komplosuyla CHP'nin
başına geldiği 2010 yılından beri girdiği altı seçimi de kaybetmeyi
başarmanın yükü onu hata yapmaya itiyor olabilir.
Belki de iddia edildiği gibi yalnızca misyonunu yerine getiriyordur
Kılıçdaroğlu. Amacı, ülkeyi gergin bir zeminde kutuplaşmış halde
tutarak siyaseti meşgul etmek, böylece Türkiye'yi bölgesel
çıkarları peşinde koşmaktan alıkoymaktır.