CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun ve kurmaylarının ağzından
haftalardır küfür ve mide bulandıran ifadelerden başka bir şey
çıkmıyor. Bugünlerde gözde kelimeleriyse "kan!"
Kılıçdaroğlu'nun bu belaltı tarzının başarısızlığından kaynaklanan
duygusal bir patlama değil siyasetin asgari diyalog zeminini
ortadan kaldırmayı hedefleyen sistematik bir plan olduğunu
düşünüyorum.
Kılıçdaroğlu "istediğini" katıldığı her şehit cenazesinde
yumurtalarla ve yuhalamalarla alıyor. Bereket vatandaş sağduyulu,
adaplı ama anlaşılan onun istediği daha fazlası. Zira dünkü grup
toplantısında da yine mide bulandırıcı kan retoriğine sarıldı.
İktidar partisinin programında ilan ettiği meşru bir hedefini
parlamentonun onayıyla yaşama geçirme olasılığına karşı kan dökme
tehditleri savurdu.
Bu esnada grupta kendisini dinleyenler de Türkiye Cumhuriyeti'ni
temsil eden Erdoğan'a Kılıçdaroğlu'nun bile anlayabileceği bir
dille küfrediyorlardı. CHP Genel Başkanı ise, ev sahipliğinde
gerçekleşen, en hafif tabirle terbiyesizlik karşısında gülümsemekle
yetindi.
Yazık, hakikaten yazık! Ne siyasetin ne de asgari ahlak ve
insanlığın kaldırabileceği bu tablodan medet uman Kılıçdaroğlu'na
kimse "istediğini" vermemeli.
Siyasi temsilcilerine küfür edilen AK Partililer de; eğrisiyle
doğrusuyla bir geleneği temsil eden partilerinin adı bizzat oy
verdikleri Genel Başkan tarafından yerlere düşürülmüş CHP'liler
de...
Zira tedavisinin ilk aşaması bu.
Kılıçdaroğlu, o koltuktan kalkınca kocaman bir hiç olduğunu
anlamalı. Anlamalı ki, milyonlarca seçmenden ülkenin gerçek
sorunlarıyla ilgilenmek ve iktidar olmak için aldığı krediyi,
partisinin kurduğu Cumhuriyet'te demokrasiyi dinamitlemek için
kullanmayı usulca terk etmeli.
Evet Kılıçdaroğlu artık bir Türkiye problemidir.