"Türkiye Cumhurbaşkanı ABD'ye gidince tutuklanacakmış!" "Obama, Biden, hatta vakıflar Erdoğan'la görüşmeyi reddetmiş!" "Başkan havalimanında Erdoğan'ı karşılamaya dahi gitmemiş!" Bu "haberlerin" üzerinden 3 gün bile geçmedi ya, yine de unutan Cumhuriyet'e, Sözcü'ye, Hürriyet'e ya da PKK'nın yayın organlarına dönüp bakabilir. Peki, ne oldu? Ne olacak? Erdoğan bu yalancıların görüşmeyecek dediği ne kadar isim varsa görüştü. Üstelik konferans için ABD'de bulunan dünya liderlerinden ayrıcalıklı bir protokolle. Görüşmelerdeki sarılmalardan, kucaklaşmalardan, Cumhurbaşkanı'nın komplekssiz her Türkiye vatandaşının göğsünü kabartan dik tavırlarından bahsetmiyorum yalnızca. Örneğin Obama, Erdoğan'ı, Beyaz Saray'ın en kritik görüşmelerinin yapıldığı kırmızı salonda ağırladı. Karşılama protokolüyle ilgili yalanlarının mumu da çabuk söndü. Merkel ve Cameron gibi ABD'ye gelen diğer tüm liderlerin de Erdoğan'la aynı protokolle karşılandığını gösteren görüntüler ortaya çıktı. Zaten Türkiye ziyaretinde benzer şekilde, Antalya Valisi tarafından karşılanan Obama, ülkesine gelen hangi lidere yetişebilirdi ki? Dün söyledikleri yalanlar için okurlarına izahat bile verme gereği duymayan bu arkadaşları ya da ülkelerinin Cumhurbaşkanı kalp krizi geçirsin diye toplu beddua seansları düzenleyenleri gördükçe aklıma "aşağılık kompleksi" şüphesiyle doktoruna başvuran adamın hazin öyküsü geliyor.