Evet, ısrarla düşünmekten kaçtığımız mesele şu:
Kaçımız bu "hastalıktan" mustaribiz?
Kaçımız birini öldürecek kadar seviyoruz?
Yarın bir gün bizi yaralayacak bir şey olursa veya duygularımız
herhangi bir nedenle patlarsa...
Şu dünyada en sevdiğimizi planlayarak gözümüz kırpmadan öldürebilir
miyiz?
Sert olabilir ama üzgünüm bu bir ihtimal bazılarımız için.
Çünkü bizim aşk diye yumuşattığımız, eskilerinse "ince" dediği şeye
"hastalık" diyen nörologlar var.
"Âşık olanlarda, serotonin hormonunun kan düzeyi, normal insanlara
göre yüzde 40 daha düşük. Bu durum âşık olanların depresyona çok
yatkın olduğunu göstermekte" diyorlar.
Özetle sevmeye olduğu kadar öldürmeye de yakın oluyormuşuz
âşıkken.
İşte, çoğu zaman ufak arızalarla atlatılan bu hastalık kötü
insanların bünyesinde ölümcül hale gelebiliyor.
Ve ne yazık ki, kendimize olan sevgimizi, bencilliğimizi aşkla
karıştırmayarak krizi yavaşlatabilsek de bu hastalığın ilacı
yok.