Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'ndeki bağımsızlık referandumundan
beklendiği gibi yüzde 93 "evet" sonucu çıktı.
Peki, şimdi ne olacak?
Irak sınırımızda "Kürdistan" mı kurulmuş oldu?
Kurtuluş Savaşı sonrası Musul ve Kerkük ısrarından vazgeçilerek
bertaraf edilen ancak yüz yıldır korkumuz olan bu tehdit gerçek mi
oldu?
3'üncü dünya savaşının arifesindeki ABD'nin istediği elbette
bu...
Çünkü artık Rusya'nın da sahada olduğu petrol coğrafyasında güçlü-
büyük ulus devletler istemiyorlar.
Bu perspektif doğrultusunda, bölgede, ABD'nin gazıyla yeni
maceralara yelken açacak "karakol devletçilere" ihtiyaçları
var.
DEAŞ'la mücadeleyi bahane ederek cilaladıkları Suriye ve Irak
Kürtleri de bu amaç doğrultusunda seçtik "kurbanlar." ABD,
Kürtlerin yerel yöneticilerinin, liderlerinin ağızlarına bir parmak
"bağımsızlık hayali" çalıp planını tıkır tıkır işletiyor.
Zaten Beyaz Saray'ın Barzani'nin referandumuna karşı çıkışının
altında da bu planlar yatıyordu.
Yani ABD Barzani'ye "referandumu yapma" derken söylediği şey "şimdi
yapma" idi.
Yoksa Washington'un yapılmasını istemediği bir referandumun
güvenliği için Özel Kuvvetler'e mensup 650 askerini Kerkük, Mahmur,
Kesik ve Tuzhurmatu'ya göndermesinin başka ne gibi bir izahı
olabilirdi ki?
Dolayısıyla pazartesi günü yapılan referandum da bu "bomba planın" saatinin kurulmasıydı.
Barzani "duygusal" davranıp, 2007'de yaptığı gibi referandumu ertelemeyince de "biraz erken" kurulmuş oldu o kadar...
Zararı yok.
Rusya da bu bombalı saatin tıkırtısını Şam'dan işitti.
Dün Erbil'de İsrail bayraklı bağımsızlık kutlamaları yapılırken, Esad'ın dışişleri bakanının çıkıp da ikinci bir karakol devlet için PKK-YPG'ye göz kırpması bunun kanıtı.
Muallim aynen şunları söyledi:
"Kürtler sınırlarımız dahilinde bir özyönetim istiyor. Bu mesele müzakere edilebilir ve tartışılabilir!"
Vay vay vay... *** Bölgede tablo bu. Pek iç açıcı değil.
Referandumun ardından Türkiye ile Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin ilişkileri kuşkusuz gergin bir seyir izleyecek.
Ve bu süreçte Ankara'nın bu büyük planı göz ardı etmeyen bir "soğukkanlılığa" her şeyden çok ihtiyacı olduğu kesin.
Çünkü olgunlaşmamış bir ulusçuluk, kimi zaman büyük aktörleri bile dinlemeyecek kadar değişik refleksler verebiliyor.
Baksanıza, adamlar büyük abileri ABD'yi bile dinlemeden zamansız referandum yaptılar...
Sakin olmakta fayda var.