Fetullahçılar sinsi sinsi hedeflerine yürürken ne olmuştu da
harekete geçmişlerdi?
Bu sorunun cevabını ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde bir PKK devleti
kurdurmak için çabaladığı bu günlerde daha iyi anlayabiliyoruz.
Hayır, 15 Temmuz'dan bahsetmiyorum. O başka. Zira o gece yaşanan
yaralı bir domuzun son hamlesiydi.
Sözünü ettiğim, Çözüm Süreci öncesinde siyasi iradeye ve doğrudan
projeyi yürüten MİT'e yönelik Fetullahçı operasyonların yapıldığı
günler.
Biraz düşününce hatırlayacağınız şeyler işte...
Başbakanlık'a ve hatta siyasilerin evlerine yerleştirilen
böcekler...
Erdoğan hastanedeyken MİT Müsteşarı'nı tutuklamaya yönelik
girişimler...
Evet, korktukları Türkiye'nin PKK'ya silah bıraktırma projesinin bu
kez yerli olmasıydı; üstelik ABD'nin aracılığı olmadan!
Fetullahçılar, başlamasına engel olmadıkları Çözüm Süreci'nde de provokasyonlarına devam ettiler.
Bu kez görevleri, silah bırakmaya ikna olmaya başlayan Kandil'in karşısına HDP'yi çıkartıp doğuda tabandan sıkıştırmaktı... Tabii ki bir yandan da batıda, sürece tepki duyması muhtemel milliyetçi kesimleri kışkırtmak...