Eski CHP Milletvekili Mehmet Ali Çelebi dün
bir bildiri yayınlayarak Ak Parti'ye katıldığını açıkladı.
Herkes, Ergenekon davasında 41 ay hapis yatan ve birkaç
yıl öncesine kadar ulusalcıların sembol isimlerinden olan 'Teğmen
Çelebi'nin bu radikal kararı vermesindeki dönüm
noktası üzerine bir şeyler söylüyor.
Mehmet Bey'in siyasi sürecini işim gereği yakından izledim.
Bugünlerde medyada ve siyasette "dönek" denilerek linç edilen pek
çok ulusalcı gibi 15 Temmuz'da gün gibi ortaya çıkan
"gerçeklere" gözlerini kapatmadı.
Ve bugün FETÖ'cü söylemlere birebir sahip çıkan bir çizgide yer
almak yerine FETÖ'ye karşı savaş açma cesareti gösteren ve kazanan
Erdoğan'la durmayı tercih etti.
Dolayısıyla bildirisinde açıkladığı gerekçeleri de yerinde ve
tutarlı buluyorum.
Dün görüşlerini almak için Çelebi'yi aradım. Telefonu gün boyu
kapalıydı. Ulaşmak için tüm çabalarımız da sonuçsuz kaldı.
İyi kötü tepkilerden bunalmış, cevap vermekten yorulmuş olmalı.
Normaldir.
Zira eski mahallesi gün görmemiş küfürlerle, tehditlerle,
hakaretlerle her mecrada kendisini linç ediyordu. Tahmin edeceğiniz
üzere "şahsi çıkar" iması havada uçuşuyordu.
Evet, yine çok sıkıcılar...
Çocukça çamur atıyorlar.
Öyle ya, Çelebi gözden düşünce, milletvekilli adayı yapılmayınca,
damadı FETÖ'den tutuklanınca vs. saf değiştiren siyasetçilerden
değil. El üstünde tutulurken itiraz etmiş bir
isim.
Derdi makam mevki olsa kahraman muamelesi gördüğü yerde
kalırdı, her türlü imkanı zaten vardı. Önü açıktı.
Bu pozisyondaki bir insanın cemaatindeki konforunu bozup "kral
çıplak" demesinin altında illa ki maddi çıkar arayanlar bence kendi
motivasyonlarını açık ediyorlar.