Melih Altınok Sabah Gazetesi

Melania Trump’ı da yedirmeyiz!

Kim derdi ki, 2013 yılında Türkiye'deki seçilmiş siyasi iktidarı sokakta devirmeye kalkan seçkinci kabadayılık rüzgârı bir gün ABD'ye de ulaşacak. Ama oldu işte. ABD siyasetini ve medyasını takip...

15 Ocak 2017 | 5.692 okunma

Kim derdi ki, 2013 yılında Türkiye'deki seçilmiş siyasi iktidarı sokakta devirmeye kalkan seçkinci kabadayılık rüzgârı bir gün ABD'ye de ulaşacak.
Ama oldu işte. ABD siyasetini ve medyasını takip edenleriniz görüyordur.
Trump'ın seçilmesinin ardından ülkede yaşananlar bizim Gezi sürecini aratmıyor.
Ülkede, "krem peyniri" tanımının bir ayrımcılık ifadesi olduğu için nefret suçu kapsamına alınmasını teklif edebilen Demokrat siyasilerin içinden adeta bir küfürbaz çıktı.
O ruhsuz gülümsemesini asla bozmamasıyla bilinen Obama kaygılanan ifadesiyle daha sık çıkıyor seçmenlerinin karşısına. Hatta Trump'ın adı geçince kontrolünü kaybedip hiddetleniyor, sesini yükseltiyor.
Demokratik barikatlardan bahsediyor.
Medyası ise, kendi kanalı NTV'nin Gezi'cilerce yakılmış canlı yayın aracı önünde zafer işareti yapan romantik sesli susamurlarından, Ruşen Çakır'lardan falan hallice.
Her basın toplantısında Trump'ın karşısına dikilip ellerini beline koyan bir CNN muhabiri bulunuyor mutlaka.
Trump hepsinde de ağızlarının payını veriyor.
Ama onlar yılmıyor, "Başkan başkan baksana" tarzında sorudan başka her şeye benzeyen çemkirmelerinin ardı arkası kesilmiyor.
Ekranlardan "bir kısım ABD'linin" Trump'ı seçmesinin travmasını atlatamayan seyirciye papatya çayı içmeleri ve evcil hayvan edinmeleri tavsiye ediliyor.
Psikologlar derneği, sandık iradesini hazmedemeyen ancak dar gelirli olan endişeliler için terapi ücretlerini yeniden düzenliyor.
Tabii, Gezi'de "helecan yapıp" sokağa fırlayan bizim montaj sinema sanatçılarımız gibi, Hollywood'da kayıtsız değil "ABD halkının bu gidişatına." Her gün bir aktör-aktris Trump'ın yöneteceği ABD'de "Newyorker" olacağına Tibet'te 7 yıl şerpalık yapmaya razı olduğunu açıklıyor. Ülkeyi terk etmeyi düşündüğünü söylüyor. Bizdeki gibi orada hala giden yok elbette...
Öbür toplumsal tortular homurdanır da, moda ve magazin camiası geri kalır mı? Gezi dönemi bizim Swarovski taşlı gaz maskeleriyle, elde ekmeklerle defileler düzenleyen kıroların muadili ABD sosyetesi de isyanda.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Atatürkçülük sınıfsal bir tercih 23 Kasım 2024 | 119 Okunma Bu işlerde Mahir 22 Kasım 2024 | 823 Okunma 60 günde Trump’ın elini kolunu bağlayacaklar 20 Kasım 2024 | 1.279 Okunma Parsel parsel... 18 Kasım 2024 | 1.339 Okunma Bahçeli’nin Öcalan çıkışıyla balataları sıyırdılar 17 Kasım 2024 | 1.452 Okunma