Bir röportajda kendisine sorulan "Hayatınızdaki unutamadığınız
an hangisidir" sorusuna hiç düşünmeden yanıt vermişti Müdür
Bey:
"Adımı hesap uzmanlığını kazananlar listesinde görünce Sıhhiye'den
Kızılay'a kadar koşarak hemen kendime bir kravat almıştım. O anı
hiç unutamam!"
Evet, hayattaki en büyük ideali memuriyet olan Müdür Bey belki
vizyon sahibi değildi ama şanssız olduğunu kimse söyleyemezdi.
Günün birinde, bir türlü patlayamadığı ve parlayamadığı için
üzerine yapışan silikliği avantajı olacaktı.
O günlerde cilalayıp parlatarak CHP'nin başına geçirecek bir aday
arayanların dikkatini çekti Müdür Beyin vasatlığı.
Aranan sıradan hesap uzmanı bulunmuştu.
Derhal eline memuriyetten tanıdığı bir kaç mavi dosya verildi. Ve
Aydın Doğan sponsorluğunda televizyona çıkartılıp AK Partili Dengir
Mir Mehmet Fırat'ın karşısına oturtuldu.
Düello diye takdim edilen şovun ilk bölümü başarıyla
kotarılmıştı.
Ancak iş burada bitmiyordu. Zira yalnızca iktidar partisini değil,
daha sonra seks kasetleriyle MHP'yi de dizayn etmeye kalkanlar bunu
biliyorlardı. CHP'yi kafa kola almaları için 18 yıldır partinin
başında olan Baykal engelini de aşmaları gerekiyordu.
Beklenen hamle 2010 yılında "okyanus ötesinden" geldi. Bir kadın
milletvekiliyle görüntüleri yayınlanan Baykal CHP Genel
Başkanlığı'ndan istifa etmek zorunda kaldı.
Merkez medya Baykal'dan boşalan koltuk için iki yıldır imaj
faaliyeti yürüttüğü hesap uzmanı Müdür Bey'in adını telafuz etmeye
başlamıştı.
Müdür Bey o ana kadar kendisine nasıl bir projede nasıl bir rol
biçildiğinden habersiz miydi bilemiyorum. Çünkü ilk anda bu
iddiaları şiddetle yalanlayıp Baykal'a ihanet etmeyeceğini
söylemişti.
Ama parti genel başkanlığına adaylığını açıklayacağı sabahın
gecesinde kendisinin ilerideki her hareketini ipotek altına alacak
projeyi öğrendiğini ve onayladığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Sonrası çorap söküğü gibi geldi.
Müdür Bey önce, yükselen dalganın üstünde bir bürokratın en iyi
bildiği hareketlere başladı. Koltuğunu korumak için genel merkezde
tasfiyelere başladı.
Koltuğa yapışmakta öylesine başarılı olacaktı ki.... Göreve geldiği
7 yılda 8 seçim kaybederek bir rekora imza attığı halde parti
içinde meşruiyetini sorgulatmamayı başaracaktı...
.