Birkaç ayda iki seçim birden kaybeden muhalefet pek ortalıkta
görünmüyor. Belli ki bu yoğun temponun ardından biraz dinlenmeye
ihtiyaçlarını olduğunu düşündüler ve tatile çıktılar.
Haklarıdır. Belki başarılı olamadılar ama ellerinden geleni
yaptılar. Ellerinden gelen ne mi? 13 yılda 10 seçim kaybettikleri
düşünülürse tabii ki kaybetmek.
Peki kaybetmekten başka yapabilecekleri şey var mı? Sürekli her
şeyin çok kötü gittiğini, ülkenin battığını söylediklerine göre
olmalı. Zira en doğrusunu bildiklerini ve dahası çözümü ancak
kendilerinin getirebileceğini dile getiriyorlar.
İyi de halk niçin kendilerine inanmıyor o halde?
Evet, bir yerde fena yanlış yaptıkları gün gibi ortada. Bence son
tatilde ev ödevlerinin konusu bu olmalı. Spesifik olarak
Rusya-Türkiye arasındaki gerginliğe odaklanabilirler mesela.
Hangi seçmen bir krizde çıkarları aleyhine delil bulmaya çabalayan
bir muhalefete prim verir?
Diyelim ki Rusya haklı. Bu noktada muhalefetin görevi, ülkesinin
karşısında konumlanan devletin lehine delil toplayıp
yaygınlaştırmak olabilir mi?
Rusya ve Türkiye arasındaki krizde muhalefetin ulusal, yerli bir
tavır sergilemesi hükümetin elini mi güçlendirir? Yoksa seçmen bu
diğerkamlığını fark edip muhalefeti mi ihya eder?
Fazla uzatmaya gerek yok. Muhalefetin bu üç soruya vereceği
cevaplar, muhalefetin ilerleyen günlerdeki başarısının
şablonu.
Çünkü iktidar perspektifi denilen şey iktidardakilere odaklanmak
değil, iktidara odaklanmaktır.