İstanbul'un en lüks semtlerinden Nişantaşı'nın sokaklarına
bakılırsa HDP, CHP'ye tur bindirmiş durumda. Sözcü gazetesinin
tezgâhların ilk sırasını kapladığı Teşvikiye'de, Valikonağı'nda
gökyüzü HDP bayraklarından adeta görünmüyor. Birisi bu tabloyu bana
yıllar önce çizse ciddiye bile almazdım. Şimdiyse
gülüyorum.
Peki, ne oldu da Türkiye'de bina başına düşen Türk bayrağı
sayısının en yüksek olduğu bu semt bir anda sarıya kırmızıya yeşile
kesildi? Düne kadar kitlesel katılımlarla en coşkulu Onuncu Yıl
marşlarının okunduğu sokaklarda şık hanımlar ve beyler arasında
"Serhildan Jiyane" şarkılarına eşlik edenlere
rastlanıyor?
Birinci ihtimal, apartman görevlisinin eşiyle Kürtçe konuşmasından
bile rahatsız olan jet sosyetemizin refleksleri hâlâ yerli yerinde
duruyor durmasına. Buna karşın haziran seçimleri için hedef büyüten
HDP, en zayıf olduğu bölgelere yüklenme kararı aldı. İşe de
Nişantaşı'ndan başladı.
Evet, pek gerçekçi değil. Zira partinin asıl tabanı olan
İstanbul'daki Kürtlerin oyları çantada keklik değil. Zira
Selahattin Demirtaş'ın Taksim'i Kâbe'ye benzetmesi ya da "Allah
Türkçe bilmiyor mu" türünden çıkışlarıyla muhafazakâr Kürt seçmen
nezdindeki geçici kredisini tükettiği aşikâr. Yani ya tutarsa
semtlerde zar atacak lüksleri yok. O halde ikinci olasılığın gerçek
olma ihtimali daha yüksek. Nedir o ihtimal? Evet, İstanbul
sosyetesi heval olmuş!