Hürriyet'in eski baş kırosu, Ahmet Taşgetiren'in, patronu Aydın Doğan ve birkaç "değişik isimle" birlikte kendisini Cumhurbaşkanına önermesine çok heyecanlanmış.
Fırsat verilirse kendisi de patronu da hizmet etmek isterlermiş! Dün de köşesinde "telefonla bile" konuştuklarını söylediği yeni arkadaşıyla bana nispet yapıyordu eski baş kıro. "Yani Sabah gazetesinde yazan arkadaş sana kötü haberim var. Taşgetiren sonradan olma, sonradan yanaşma muhafazakâr değil. Vicdanı olan bir Müslüman. Yani hem Cumhurbaşkanına önerisinde hem de 'baş kıro' da ısrarcı."Evet, bildiğiniz üzere eski baş kıro "kim iyi kim kötü Müslüman" diye şapadanak belirleme kabiliyetine sahip olduğu gibi, arkadaşlarını da hep anadan doğma muhafazakârlardan seçer.
Hatta öyle iyi seçer ki içlerinden istidadı olanları patronu Aydın Doğan'la birlikte Hürriyet'te yazar da yapar.
Ama bu güne değin devşirme operasyonunda pek başarılı olamadılar. Hürriyet'e getirilen isimleri bir düşünün. Erdoğan'la ya da bir dönem Davutoğlu ile yakınlaşmak için karşı mahallelerinden ne kadar adam devşirdilerse ellerinde patlamadı mı? Şaşırtıcı değil elbette. Zira gelenler eski mahallelerinde itibarlarını kaybettiği gibi, yeni mecralarında da tekinsiz karşılandılar. İşlevsiz kaldılar yani.
Anla artık eski baş kıro, olmuyor, tutmuyor. Alışmamış gazetede o mahalleden yazar durmuyor. Ha bu arada "Kardelen Ertuğrul" yazımdaki asıl soruyu gürültüye getirmişsin, fark etmedim sanma.
Cevap ver, Taşgetiren'in Cumhurbaşkanına sunulacaklar listesindeki her ismi köşene aldığın halde bir tek İbrahim Betil'i niçin çıkardın; yoksa sevmiyor musun?
***
Bizde işler Hürriyet'teki gibi değil
Bilmediği siyasi terimler arasında çırpınmaktan zihni fena yorulmuş ve karışmış olmalı ki, benim "muhafazakâr olmaya çalıştığım" türünden imalar yapıyor eski baş kıro.
Geç değil, keşke "100 soruda ideolojiler" falan türünden kitaplara başlasan.
Yahu muhafazakârlık kim ben kimim? Hayatımın hiçbir döneminde muhafazakâr ideolojiye yakın olmadım, ilerde de bir kalıba sığmayı düşünmüyorum. Kimilerine yaptığın "Vicdanlı iyi Müslüman" övgünü benden esirgemene gelince. Bu konuda da iltifatına mazhar olmadığım için ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Demek doğru yoldayım, çok şükür.
Biliyorum aklın almıyor. "Biz holdingde başörtülü temizlikçiye tahammül edemiyoruz, adamlar da muhafazakâr olmayan yazarla çalışmazlar herhalde" diye düşünüyorsun.
Bizim gazetede sizdeki gibi tek seslilik mecburi değil bay eski baş kıro. Her siyasi görüşten yazar, siyaset dışı çetelerle flört etmemesi, akçeli ilişkilere girmemesi, demokrasiden ve Türkiye'den yana olması koşuluyla görüşlerini ifade edebilir. Yani anlayacağın Sabah'ta gazetecilik yapılıyor, işler Hürriyet'tekinden epey farklı dönüyor.