İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "Lanet bir
dizi var 'Çukur' diye. Onun kadar olamıyorsak
yazıklar olsun. Bir de 'Adana Sıfır Bir' diye dizi
var. İkisinin etki alanı kadar etki alanı oluşturamıyorsak yandık.
Bu iki dizi çocuklarımızı zehirliyor" sözleri çok konuşuldu.
Kamu güvenliğinden sorumlu bir bakanın
ekranlardaki
şiddet konusunda duyarlı olması, kültür
endüstrisine çağrı yapması gayet doğal. Soylu siyasetçi olarak, bir
"ideal kültür" tanımını da savunabilir.
Başkaları da çıkıp farklı şeyler söyler. Nitekim Çukur'un
oyuncularından Ercan Kesal da tartışmaya şu sözlerle katıldı:
"Çukur'daki şiddet meselesi gündelik hayattaki şiddete
göre kıyaslandığında çok masum. Bütün
işler bitti, tek sıkıntı Çukur'daki silahlar ve ölen insan sayısı
mı?"
*** Ne var ki
toplumsal açıdan faydalı sonuçlar doğuracak bu tarz kafa
açıcı tartışmalar hep aynı
yere varıyor.
Ve Avukat Funda Sadıkahmet Alp'in bir TV dizisi hakkında bulunduğu
suç duyurusu o yerin neresi olduğunu bize
gösteriyor.
Dizide avukat rolündeki karaktere kötü muamele
edilmesi üzerine harekete geçen duyarlı avukatımız gerekçelerini
şöyle izah etmiş:
"Çukur isimli dizi gençlere kötü örnek olmakta ve maalesef şahsımın
da dahil olduğu avukatlık mesleğinin bu
sahne ile zedelenmesine ve itibarsızlaşmasına neden
olmaktadır. Gelecek nesilleri
olumsuz etkileyen bu dizide avukatlık
mesleğine alenen hakaret edilmekte ve
aşağılanmaktadır."
***...